0.13

1.7K 44 10
                                    

Bir akşam vakti yazılmış bir kitabın sayfalarına ıslaklık bıraktım.

Ben hayata karşı saçlarına kadar kırık bir kız çocuğuyken, şimdi hayat bana acımasız bir baba gibi...

Ben resim yapmayı çok severdim.
Belki yanlızlığımdan, kendi belirlediğim yüzler çizerdim birçok kağıda.
İçimdeki yıkık şehri çizerdim çoğu zaman...
Gülen insanlar çizerdim.
Benim aksime onların gülmeleri mutlu ederdi beni.
Gökyüzü çizerdim birçok kuş eklerdim.
Kendimi bir kuşa benzetirdim her zaman belkide birazda budur kuş çizmemin nedeni.

Bir kanat takmıştım ruhuma.
Ne uçmama yarıyordu,
Nede düşmeme...

Giriş, gelişme, intihar...
İşte hayatımın en kısa özeti.

Neyine yaşıyordum ki ben?

Neydim ben?

İpleri urganın elinde olan kukla...

Kendi ellerimle yok oluşumu bekliyordum.
Çılgınlıktan başka birşey değildi bu yaptığım.

Urganın sesi ile adımlarımı durdurdum ve ne dediğini dinlemeye başladım.

"Çok uzadı özgür bu iş bu gün benim olacak-" korku ile hızla odama geri döndüm.

O gün bugündü.
Ruhumu bu gün öldürecekti.
Ve bende kuzu kuzu oturup, buradamı bekleyecektim böyle?

Odaya tekrardan göz attım.
Benim buradan hemen çıkmam lazım.

Korumaların sayısı azdı.
Sanırım arka taraftaki koruma şu satte öglen yemegindedir.
Elimi çabuk tutmalıyım.

Tekrardan odamdan çıktım özgüre güvenemezdim. O urgana yapma bile dememişti.
"Özgür benim astım ilacım nerde?"
Dedim yanlarına vardığımda dikkat çekmemek için.
Önlerimdekj masanın üzerinde milyarlar vardı belki.
Birde kehribar ve sigara.
Urganın vazgeçilmez ikilisi.

"Mutfakta dolapta." Dedi.
Mutfağa ilerleyip, buzdolabımdan ilacımı aldım.

"Kendime makarna yapacağım istiyormusunuz? Dedim kapıdan kafamı çıkarıp, özgür gülümseyerek kafasinı salladı.

Bense bir tencereye su koyip ocağı açtım.
Mutfağın kapısını açıp, koşmaya başladım.
Deponun yanından geçerken, kapısı aralık olan depoya baktim.
Kimse yoktu.
Içeriye hızla girdim ve utgan beni burada kapattiğında duvarın birinde çakı koleksiyonu vardı.
Onlardan birini alıp hızla depodan çıktım.

Hafif yüksek olan duvara zorda olsa tırmandım.
Ve bu cehennemden kurtuluş biletimi kesinleştirdim.
Koşmaya devam ettim.
Durup astım ilacımı kullandıktan sonra koşmaya devam ettim.

Özgür Atılgan....

Bir saati geçmişti ama nefesten ses yoktu.
Karnımda acıkmıştı.

"Nefes makarnamı yapıyorsun yoksa makarnamı oluyorsun bellk degil be kızım!" Sitem ederek mutfaga girdim ama mutfakta kimse yoktu.
Mutfak kapısı açıktı ve ocakta sadece kaynama evresini geçmis buharlaşmaya başlamış su vardı.
Yok canım böyle bir delilik yapamaz.
Bahçeye hızla çıktım.

"Nefes! Bak güzelim hadi çık ortaya urgan ikimizinde anasını beller hadi.
Nefes!"
Siktir. Kaçmış.

Urgananın yanına koştum.
Bilgisayarı çekip aldım elinden. Bana ters ters bakarken ben güvenlik kameralarına bakıyordum.

Sonunda nefesi gördüğımde durdum ve bilgisayardan ses açtım.
Urganda benimle izlerken,

"Siktir." Diye mırıldandım.

YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin