0.15

1.6K 46 10
                                    


2-Ay öncesi ...

Özgür Atılgan...

Nefesi o evden alıp çıktıktan sonra yetimhanede tanıştığımız doktor semihi çağırdık.

Neşterin evindeki amilyathanede çok zor bir amilyat geçirmişti.

Semih kendinizi herşeye hazırlayın demişti.
Urgan odasını yoğum bakıma çevirmişti.
Her gece nefesin yanına gider ve vazgeçemediği içkisini içerdi.

Sızana kadar içerdi nefesin yanında.
Monitörlerden çıkan sesleri dinleyerek sızardı uzun bir süre sonra.

Bende onu nefesin odasına götürürdüm.

Urgan, hazmedemiyordu.
Onu ilk defa böyle görüyordum.
Gözlerinde ilk defa pişmanlık ve acıyı görmüştüm.

Nefes onu kısmen değiştirmişti fakat urganın içindeki vahşi intikam hala diri diri yaşamaktaydı.

Her ne kadar nefes onu değiştirsede urgan nefes daha fazla yukarılara çıkıp yer edinmessin diye toprak atıyordu.

Ama bilmiyordu ki attıgı toprakları kendi tırnakları ile kazacağını...

Urgan yine akşamın erken saatlerinde  nefesin bulinduğu odasına gitmişti.
Saat geceyi geçiyordu.

Nefes iki aya yakındır komadaydı.
Herhangi bir tepki vermemişti.
Sadece aynı kalp ritimlerinin duyulduğu kalp sesini duyabiliyorduk.

Urgan sızmış olmalıydı.
Yavaşça odaya doğru adımladım.
Kapıyı yavaşça araladım.
Urganın sesi ile durdum ve kapı aralığından onu izlemeye başladım.

"Bende bunları hak etmedim nefes! Senin masum olduğun kadar bende masumdum. Yandım. Yakıldım. Alev alev yandım hergün. Dış kuvvetlere karşı kendi etimden çelik yelek yaptım kendime.
İntikamım tuttu beni ayakta." Sessizce onu dinlemeye devam ettim.

"Evet! Sen bunları hak etmedin. Etmiyorsun. Ama ben mecburum senin masumluğunu yok edecek kirli ellerim. Siyah bulayacağım beyaz tenine. İşte o zmana su dökecekler intikamın  yaktığı bedene. Bana ne yapıyorsan, yapma artık! Çünkü senin yıkmaya başladığın duvarı örmek çok zor geliyor."

Bu bir adamın itirafıydı.
Hem kendine hemde kalbindekine.

Vermisti işte işaret, kalbime giden yoldasın uzak dur! Diye.

Senin kalbin almamayı kabul ediyirmu ki onun kalbi gelmemeyi kabul etsin?

Bir süre sonra urgan sızdı.

Kapıyı açıp onun yanına ilerledim.
Nefese baktım ay ışığında parlıyordu beyaz teni.
Ama parlayan birşey daha vardi ki oda kapalı gözlerinden akan birkaç dama yaş taneciğiydi.

Şaşkınlıkla ağzım aralandı.

İşte bu başlayamadan vedaydı.
Daha bir adım attığın o kıl gibi ince köprünün sen üzerindeyken kopmasıydı.

Bedeninin akan suya karışıp, Alabora olmasıydı.

Onlar çoktan kalplerini birbirine açmışlardı ama bir okadarda hızla kapayacaklardı...

Şimdiki zaman...

Nefes Algın...

Keşke dedim içimden keşke beni sevseydiniz...
Keşke bana sarılsaydın baba...

Keşke beni kızın yerine koysaydın anne...

Keşke başka bir şekilde karşılaşsaydık urgan...

YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin