0.22

1.3K 32 2
                                    

Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi vardır.
Sadece ölmeyi kesinlikle düşünenler için bu çizgi bariz bir şekilde önlerinde belirir.

Bir adım uzağındadır o çizgi.
Gariye dönüp vazgeçmene bakarsın.
Ama şunu o zman çözbilirsin eğer mutluysan yaşam bir cennet olmuş, eğer mutsuzsan ve yalnızsan cehennem.

Özellikle ben ve benim gibiler için vazgeçtigimiz cehennemden kaçış bir anahtar gibidir.
Kimimiz onu cennetin anahtarı olarak kendine vaad ederken kimimiz onu sonsuzluk olarak kendimize vaad ederiz.

Ha bide yapamayan korkaklar vardır, hayatlarından bıktıkları halde korkuları ve cesaretsizlikleri yüzünden yapamazlar bu pencereye beni güzelce yerleştirebilirdik.

Ama hayatınızda öyle birşey yaşanır ve kader kapınızın önünde elinde öyle birşeyle gelirki korkalık oladak tanıdığınız olan siz cesur biri olup sonsuzluk anahtarını kendinize vaad edersiniz. Benim gibi.

Çaresizlik kelimesini duymaktan nefret ederdim,ediyorum çünkü o kelimenin şekil bulmuş haliydim.

Aynalardan nefret ederdim. Çünkü her bakışımda çaresizliğimin izlerini  bedenimde kendi gözlerimle görürdüm.

Kısacası aynadaki yansımam ve gölgemden başka yanımda duran yoktu.
Hoş onlarda isteyerek benim yanımda degildiler.

Yalnızlık...

O kadar berbat birşeydi ki, anlatmaya ne zamanım nede takatim yeterdi.
Bunları yaşamama rağmen herzaman olumlu düşünmeye çabalayan ve iyimser bir insan olmaya çalışmıştım.

Ama yine fayda etmemiş aynaya bakınca iyimserligimin ve olumlulugumun  izlerini bedenimde görebiliyordum.

Uçurumdan atlama ve yaşamıma son verme fikri bir tilki edasıyla beynime girmiş ve süzüle süzüle bu fikri kabul ettirmişti.
Kollarımı açmış kendimi çarpan dalgalara bırakırken bir ses durdurdu beni.

"Dur! Yapma!" Diyen gür erkek sesi ile omzumun üzerinden dağılmış bir erkeğe baktım.

"Sen kimsin? Neden bana karışıyorsun?" Dedim  boğuk sesimle.
Hafifçe güldü.

"Ben kaybeden biriyim!" Dedi hökyüzüne bakarken.

Bakışlarını bana çevirdi.

"Tam senin az önce atlayacağın uçurumdan sevdiğim kız tam bir iki sene önce bugün oradan atlayarak can verdi." Dedi bağırarak.

"Beni düşünmedi! Bizi düşünmedi! Ben onu gökyüzüm yapmışken o beni gidişiyle felaket yaptı!" Dedi gözleri dolarken.

Bana baktı.

"Bak ben ne haldeyim! Görüyormusun? O brni bırakıp gitti. Sende arkandakileri böyle bırakacaksın benden pay biç." Dedi sarsılarak bir adım attı.

Acıyla güldüm.

"Benim senin arkandan böyle davranacak biri yok! Eminim nerde öldüğümü veya bırakıp gittiğim şu kağit parçasını alıp okuyacak biri bile yok !" Rüzgar sertçe vurdu bedinime.

Islaklığımın etkisiyle titredim.
Gerçekelr acıtmış ve üşütmüştü.

"Böyle emin olma! Oda böyle zannediyordu. Ayrıca ne kağıdından bahsediyorsun.
Dedi uçuruma yaklaşmaya başladi.
Elindeki siyah poşet kabarıktı ve içinden cam sesleri geliyordu.

Sarhoştu ve uçuruma yaklaşıyordu.

"Beni bırakıp gideli 2 yıl oldu Gökyüzüm.  Geride felaket bırakalı tam 2 yıl 13 saat oldu." Dedi uçuruma çok yakındı ve dengesini koruyamıyordu.
"Allah benim belamı versin! Seni bırakıp gittiğim gün geberseydim ama senin ölüm haberini duymasaydım."  Sarsılması ile hızla ona doğru koşdum ve onu kendime çektim.
Son anda onu düşmekten kurtarmıştım.

YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin