0.26

1.2K 29 0
                                    

Mutfağa girdiğimde urgan yumurta kırmakla uğraşıyordu.

Bu haline gülümsedim.
Yanına gidip elinde harap ettiği yumurtaları alarak kırdım.
Bana gülümsedi.

O lanet günden berri herşey normal olmayan bir şekilde iyiydi.
Urgan'a onu sevdigimi söyledigimden sonra duymamış gibi yapmıştı.

Yaşamaya devam ediyorduk işe.
Ama bana karşı iyi olması umudumu yoktan var etemek kavramına taşıyordu.

Ta ki uyuamadığımın bir gecede aşşağıya indiğimde urganın özgüre bana yakınlaşmasıyla ilgili çok büyük yanlışlar yaptıgını bahsetmesini duyana kadar.

O sözleri duyduktan sonra birkaç gün boyunca gördügüm umudumu yoktan var etme kavramına sokan adam gitmiş. İntikamının peşinde koşan panter gelmişti. Ondan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı.

Bana karşı o kadar soğuktu ki.
Gözlerinde ve yüzünde ifade yakalayamıyordum bile. Boştu.

Artık hayatımın ordan oraya tuhaf bir şekilde çekilmesinden yorulmuştum.

Ve beynimde sürekli başka sesler duyuyordum. Birden bire bağrışmalar siren sesleri ve daha niceleri.

Sürekli ağlaysrak uyanıyordum.
Artık uyuamıyirdum bile aynı kabusu görmek istemiyordum.

Çok gerçekçiydi ne gördüğümü pek hatırlamasamda sıcaklığı bedenimde hissedebiliyordum.

Yine o gecelerden biriydi.
Yine aynı şekilde kalkmıştım.
Kapım urganın sertçe açılması ile duvara çarptı.

Korkudan ağlıyordum. Karşımda urganı gormele Gülümsedim, hatta kahkahalarla gülmeye başladım.

İkiside birkaç gündür benim iyi olmadığımla ilgili bir kararlara varmış olmanın netliği ile beni bir pskiyatris ile görüştürme kararı almışlardı.

Şuan  bir koltukta uzanmıştım.

"Şikayetin ne?" dedi Orta yaşlarının sonlarında olan doktor.

"Acı çekiyorum. Bedenim yanıyor ama me gördüğümü hatırlamıyorum. Sürekli başka bir kızın sesi var  kafamda benim hayatımla ilgili yorumlarda bulunuyor. İlk başlarda iç sesimdir dedim ve geçiştirdim ama artık yapamıyorum. O herşeti biliyor.
Ama bana sürekli unuttuğum birşey olduğunu ve hayatımın bu yüzden mahf olacağını söylüyor. Ne olduğunu bilmiyorum diyorum oda bana, sana hatırlaman için yardımcı olacağım diyor. Ve sonra bedenim alev alev yanıyor, siren sesleri duyuyorum. " O kadar hızlı konuşmuştum ki nefes nefeseydim.  Eğer hemen birşeyleri anlatmassam söyleyemeyeceğimi hissediyordum.

"Peki. Geçmişinde veya küçükken hiçbir kötü olay yaşadınmı yangın gibi mesela?" diye sordu.

Kısaca güldüm.

"Be pek odadan çıkan bir tip değilimdir. Bu yüzden yaşamadım. Sadece 8 yaşımdayken kafamı vurduğum için kısa sürwli bir hafıza kaybı yaşamışım annem öyle derdi." Dedim. Doktoe beni biraz inceledikten sonra nefes alıp, oturuşunu dikleştirdi.

"Peki o kısa süreli hafıza kaybında herhan gibi bir olay yaşandımı?" diye sordu. Biraz düşündükten sonra bakışlarımı ona çevirdim.

"Hayır!" dedim. Doktor kafa sallayarak seansımızın bittiginden bahsetti.

Odadan çıktım.Urgan vr özgür bekleme koltuklarına oturmuş beni bekliyordu. Ben çıkınca doktoeun odasına bilgi almak için Özgür girdi.

İlerleyerek Urganın yanına oturdum.
Herzamanki gibiydi.
Sustu ve sustum.

Pek konuşmuyordu benimle sadece gece bağırarak uyandığımda 'geçti' diyerek sarılıyordu o kadar.

Özgür yüzünde büyük bir acı ile çıktı odadan.
Urgan onun bu halini görünce bir bana birde özgüre baktı.

"Ne oldu?" diye sordu ayaklanırken.

"Bunu senin yanında söylemelimiyim pek emin değilim." Dedi bana bakarak, sinirle kaşlarımı çattım.

"Benimle ilgili olan birşeyi bana da söylemelisin bence!" Dedim Özgür birsüre bana baktıktan sorna bakışlarını Urgan'a çevirdi.

"Bu bir tür bipolar bozukluk gibi birşeymiş. Geçmişinde yaşadığı birşey onu böyle birşeye iteliyormuş. "  Sustum. Sustular.

Ne diyebilirlerdi ki yada ne yapabilirlerdi? Hastalığı veren ben yada onlar değildi ellerinden birşieyde gelemeyecekti.

"Ee hadi gitmiyormuyuz? Buradamı kalacağız?" Diye sordum birşey olmamış gibi.

İkiside bana baktılar.
Birşey demeden arkamı döndüm ve bu bunaltıcı yerden çıktım.

Arkamdan geldiklerini adım seslerinden anlayabiliyordum.

Arabanın yanına gelince adımlarımı durdurdum ve onların gelmesini bekledim.

Urganla özgür benden biraz uzakta durmuş konuşuyorlardı.
Benim duymamı pek istemedikleri bir konuydu sanırım. Urgan'a baktım.

Siyah adam.

Bir insan tamamen siyah yada beyaz olmaz!

Bembeyaz bir kartanesi gini doğarsın ama hayatı anlamaya başladığın anda siyah damlalar çoktan beyazın renk değiştirmesine neden olmuştur.

ilk yalanını söylediginde hatırlamadığın bir yaşta başlar siyah damlalar.

Yada ilk aşık olduğunu sandığında.
Hatta hayatın sana karşı bir oyun düzenledigini düşündüğünde beyaz değilsindir.

Siyah olamazsın. Olsanda karanlık olursun. Urgan karanlıktı.
Bense  günahkar olarak kabul edilen, bir beyazım.

Doğdugum andan berri günahkarım.
Hayata gelmem, nefes almam, ağlamam yada gülmem hepsi başından berri günahkar bir beyazın yaşamını anlatan hikayemin kısmıyken hayatima siyah dediğim ama aslında onun siyahı değil karanlığını kast ettigim adamın hayatıma girmesi ile herşeyim alt üst oldu.

O çok farklı.

Güçlü ama bir okadar da yorgun.

Bense güçsüz ve fazla ölü.

Aramızda siyah beyazın birleşerek oluşturduğu gri renginden başka ortak nokta yoktu.

Yanıma geldiklerinde ikiside sessizdi.

"Ee bugün ugraşacak işimiz yokmu? Mesela bu sefer beni kim kaçırıp senin sahip olmak istediğin bedenime sahip olmaya çalışacak?" dedim yüzümde ifadesiz bir sırtma ile.

"Saçmalamayı kes!  Ve bin şu arabaya?"  diyerek soğuk sesi ile güzel bir şekilde cevabımı verdi urgan.

"Söylesene sen bir katilmisin?  yoksa  intikam peşinde bir bedene sahip olacak sapıkmı?  Bu soruların cevabını almalıyım çünkü sizinle aramızdaki ilişki çok saçma! Beni kaçırıyorsun anenin intikamını almak için yanında tutuyorsun,fakat gel gör ki, bir bok yaptığın yok!"  Urgan sinirle bana bir atacakken özgur kolundan tutarak ona engel oldu.

Güldüm.

"Çok yanlış hareketler ediyorsun Veziroğlu. Planlı değilsin ve bu senin en büyük eksiğin. Bende o salak gibi her dakim kaçmayı düşleyen ama birtürlü beceremeyen kızlardan degilken senin bu kadar uzatman sıkıyor artik! " Dedim ve arabanın kapaisini açtım.
İçine binmeden önce onlara yüzümü dönmeden konuştum.

"Hastalık benim hastalığım. Siz ise iki suçlu. Yani rollerimize uyalım. Bir suçlu kurbanın ne durumda olduğunu yada hastalıklı olduğunu umursamaz alacağını alır ve defolur gider!" diyerek arabaya binip kapımı sertçe kapattım.

Artık gerçek rollere dönülmesi lazımdı...








YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin