0.28

1.2K 33 2
                                    

Güvenmek çok kolaydı bana göre.
Ama öyle büyük bir yıkımı olacağını tahminimden bile geçmemişti.
'Sırtından bıçaklanmak' deyimi vardır ya sadece sırtım olsa kalbimin tam ortasına bir delik açtılar. Kapanırmı o delik?
Yada kalp eskisi gibi atarmı?
.
Aşk. Saçma bir deyim, yoldan geçenin ağzünda kirlenmiş artık önüne gelen ben aşığım diyip çıkıyor.
Oysa sevgi....
Gerçek bir güvendir koşulsuz şartsız, masum kendi halinde takılan bir duyguyken tertemiz safken.

Ben Urgan'a aşık değildim.
Benim ona duyduğum duygu o kadar kirli bir duygu degildi.
Ben Urgan'ı seviyordum. Masumca, tertemiz, safça.

İşte bu noktada güven giriyor noktaya.
Güveniyordum ta ki 3 saat öncesine kadar.
Doğum günün güzel şeyler getirir demişti birkeresinde bir ögretmenim.
Her doğum günümde bekledim güzel şeyleri.
Yoktu. Bu sefer elimden giden güvendigim sevdigim adamın, benim yanımdaki sevgisiydi.
Bende kalan kırılmış parçaları ezilip toz haline gelmiş bir kalpti.

Şuan bu yatakta sadece bekaretimi, saflığımı yada masumluğumu kaybetmedim.
Ben Urgan'a olan sevgimi ve güvenimi kaybettim.

Daha önce hiç bu kadar canım yanarak ağlamamıştım.
Bir tür kabus olarak düşüncemde, yataktaki kan izi,kasıklarımdaki lanet ağrı, yalvarışlarımın ve çığlıklarımın tekrar tekrar yankılandığı odada onun yatağında bu halde ölmüş gibiydim.

O benim gözlerimin içine bakıp gideli yarım saat oluyordu. Kirli bedenime sardığım onun benim masumluğumu kaybedişimle kirlenmiş bez parçasından başka birşey değildi.

İnsanın ölmek istedigi zamanı şimdi çok iyi anlayabiliyordum.
Kapının sert açılması ile hala yaş akmaya devam eden gözlerimi Urgan'a çevirdim.

Elinde getirdigi eşyaları yüzüme fırlattı.
Yüzüme düşen eşyalar önüme düşerken hala ona bakıyordum.
Belki biraz pişmanlık aradım gözlerinde ama bomboştu. İlk günki gibi.

"Giyin geldigin yere gidiyorsun!" Diyerek çıkıp,9 gitti odadan. Birkaç dakika arkasından kapattığı kapıya baktım.

Çarşafı iki elimle sıkarak ayağa kalktım.
İlk önce odasındaki banyoya girdim.
Kurtulamayacagımı bikdigim halde derim kıpkırmızı olana kadar yıkandım.

Banyodan çıkıp yüzüme fırlattıgı eşyaları üzerime  geçirdim.
Saçlarımı kutmadım vrya taramadım.

Saçlarımdan akan sular bluzumu ıslatırkwn umursamadım.
Odadan çıktım.
Hala ağlamaya devam ediyordum.
Urgan slaonda oturmuş, elinde kehribarını yudumluyordu.
Beni görünce bardaktaki kehribarı dikledi.
Bardağı masaya koyarak bna doğru  ilerledi.

Hala ondan birkac kelime bekliyordum.
Salakçaydi ama bekliyordu insan işte.
Yanımdan geçti dışarıya çıktı.
Arkasından ilerleyerek arabaya bindim.

Arabayı seri hareketlerle çalıştırdı ve gaza abandı.


Yaklaşık yarım saat sonra uzun zamandır görmedigim evimin önünde dursu araba.
Urgan arabadan inerek benim kapımı açtı ve kolumdan tuttu.

Evimin kapısının önüne kadar sürükledi.
 kapı ziline ardı ardına 5 kez bastı.
Kapıda kısa bir süre sonra babam ve annem belirdi.
Beni yada Urgan'ı görünce yüzlerinde hiçbir tepki değişmedi. Bomboştu ifadeleri.

Urgan beni annemin ve babamın ayaklarının önune fırlattı.
Saçlarım yüzümü kapattı.
 
Kafamı kaldırıp dolu gözlerimle Urgan'a baktım.
"Al ali bey anneme yaşattıklarının bin mislini kızına yaşattım sana kızınla mutlululuklar."  Bunları derken bile gözlerim hala Urgandaydı.

YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin