Bu konuşma bölümünü biraz uzun tutmak zorundayım. Umarım aranızda okuyanlarınız vardır. Size bir şey danışacağım. Sedat'a bir 'arkadaş' bulacaktım. Bu bölümde değil, diğer bölümde tanıyacağız o kızı zaten. O da karakterlerin arasında olacak fakat kızı kim yapacağımı bilmiyorum. Aklıma hiç ünlü gelmiyor. Mümkünse Türk -yabancı da olabilir- şöyle güzel bir kız önerebilir misiniz bana? 25-26 yaşlarında olsun. Önerenlere şimdiden teşekkürleeer ♥
Bölüm şarkısı: Redd - Falan Filan
"Ölmüş mü?" Diyorum yarım saatte bir sorduğum soruyu tekrar sorarak. Kerem gözlerini devirip suratıma bakıyor ve derin bir nefes alıp arkasına yaslanıyor.
"Hayır dediğimi hatırlıyorum?" Diyor Kerem sinirle yanıma otururken. Kaşlarımı çattıktan sonra odada gözlerimi gezdiriyorum. Bizim bu- Bir saniye ya nereden bizim oluyor? Aman neyse, Kerem bu Sedat'a bir yumruk çakınca evlatcığım Sedat yere çakılıp düşüyor tabii! Ee o kas hayvanı da kaslarını boşuna yapmadığını görüyoruz haliyle. tabii kas yapacağına beyin dilenseydi daha hoş olurdu da... Amaan, işte şimdi de Melis'in zoruyla hastanedeydik."Saat geç oldu istersen eve bırakabilirim seni?" Diyor Kerem bana dönerken.
"Kendim giderim ben! Sana kalmadım!" Diyorum ve kaşlarımı çatıp önüme dönüyorum. Sinir ediyor şu yanımdakinin nefes alması! Bir de demiyor mu, sen kadınsın kadınlar ne anlar falan diye. Sinirim tepeme çıkıyor ha!
"Sedat Kıyıkaz'ın ailesi burada mı?" Diyor yanımıza yaklaşan genç bir kadın. Büyük ihtimalle hemşire, çünkü pembiş pembiş giyinmiş.
"Biz arkadaşlarıyız." Diyor tam karşımızda oturan Melis. Ardından burnunu çekiyor hafifçe. Ay bir de ağlamaz mı bu duruma! Ah benim saf, ağlak, temiz kalpli arkadaşım ya.
"Tomogrofi sonuçları temiz çıktı. Tomogrofiden sonra uyuttuğumuzdan dolayı birkaç saate uyanır diye düşünüyorum. Belki daha az bir sürede. Bir de..." Diyor pembiş hemşire ve duraksayıp daha çok Kerem ve bana dönüyor.
"Nasıl oldu bu durum?" Diyor gözlerini kısarak.
"Merdivenlerden düştü." , "Kapıya çarptı." Diyoruz Kerem ile aynı anda. Kadın ikimize bakıyor ve bizden bir bok çıkmayacağını anladığında Melis'e dönüp cevap istermiş gibi bakıyor.
"Bar kavgası!" Diyor Melis gülümserken. Tabii bu sıkıntılı bir gülümseme de, neyse.
Kadın hala bize tip tip bakarken, "Geçmiş olsuın." Dileyip yanımızdan ayrılıyor.
Derin bir nefes verdikten sonra çantamı koltuktan alıyorum. "Melis hadi."
Kerem bir anda ayaklanıyor ve kolumdan tutuyor. Tabii hemen çekiyorum. Edepsize bak sen, boş bulduğu kola atlıyor, terbiyesiz.
"Ne oluyor be?" Diyorum mahalle karılarını andıran sesimle.
"Ben bırakırım dediğimi hatırlıyorum." Diyor Kerem ayağa kalkarken. Burnumu hafifçe çekiyorum ve gözlerimi devirip ona dönüyorum.
"Ben istemiyorum! Kendimiz gideriz biz, değil mi Meliscim?" Diyorum Melis'e dönerken. Tabii Melis Hanım'ın o ağlamaktan kızaran gözleri bir anda parlıyor. Yüzüne geniş ve sinsi bir gülümse takınıyor.
"Zeyno ya, gidemem ben şimdi başım da çok ağrıyor. Kerem ne güzel bırakır bizi." Diyor, tabi hala gülüyor sinsi şeytan! Ben neden böyle yaptığını biliyorum. Hep Can'ın yüzünden!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöpçatan Kuzen
Fiksi RemajaFeminist bir genç kız, kendinden emin bir erkek. Peki ikisinin yolu bir kuzen tarafından kesişince ne olacak? Çöpçatan kuzenimiz görevinde başarılı olabilecek mi acaba?