Merhabaaaa! Beni özlediniz mi? Ben sizi çok çok özledim. Dedim ki bugün 23 Nisan, hem çocuklar adına hem de bayram olduğu için bölüm paylaşayım. Hepimizin ve tüm çocukların 23 Nisan'ı kutlu olsun.
Gelelim askıda olayına. Askıyı kaldırıyorum. Bu nasıl bir cümle oldu ben de bilmiyorum neyse. Bir dahaki bölüm sınavımdan sonra gelecek. Sınavım ne zaman diye sorarsanız haftaya Pazartesi. Yoğun bir şekilde ders çalışmaya devam ediyorum. Eğer kısa olduysa da affedin lütfen.
Son olarak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Çocukken evlendirilenleri, çocukken öldürülenleri, çocukluğunu yaşayamayanları bırakın da bari bugün çocuk olsunlar.
Bölüm şarkısı: Sarhoş - Göksel [] Multide Güney var.
Güler yüz. Güler yüz çok önemli! Özellikle de kızgın ve kıskanç bir babanın yanında. Evlerden ırak, evlerden! Hani babalar kıskanç olur anlarım da, bu nedir arkadaş? Kıskançlık torbası bildiğiniz.
"Zeynep?" diyor annem gülümseyerek. E tabii Kerem'le güya yaşadığımız geceden sonra kadının bir aklı gidiyor ki sormayın! Böyle de anne mi olurmuş? Anneme en büyük hayalin ne diye sorsalar kızımı evermek diyecek diye korkuyorum.
"Annecim ben çaylara tazeleyeyim." diyorum koltuktan kalkarak.
Tam bir iki adım atıyorum ki babamın o a can alıcı sesi duyuluyor, "Otur aşağı Zeynep!"
Olduğum yere çömüyorum hemen. Baba korkusu budur kardeş! Ne sandın sen? Hele bir de Cihan Yılmaz gibi bir babanız varsa!
"Zeynep, çocuğum yere oturma sonra çocuğun olmaz." diyor annem kıkırdayarak.
Babam hışımla başını ona çevirdiği gibi annem susup donuyor. Bilirim ben annemin kocacığının arkasından aman şöyle aman böyle dediği günleri! Aah Demet Sultan ah! Sen benim yanımda dedikodu yapmakla büyük hata ettin diyeyim.
"Ama siz de bir karar verin."
"Zeynep, bize açıklayacak bir sözün yok mu?" diyor teyzem babamın aksine sinirli bir şekilde. Babamın sakinliğinin fırtına öncesi sessizlik olduğunu bilerekten teyzeme açıklamakta buluyorum çareyi. En azından babam sormadan anlatayım dimi?
"Biz geçende bir partiye gitmiştik," diyorum Melis'e bakar, "Melis'in kutlama partisiydi. Yemek gibi bir şey."
Melis beni onaylar anlamda gülüsüyor, "Evet, evet. Öyle. Hatta Yağmur da geldi," diyor aramıza katılan Yağmur'a bakarak, "Dimi Yağmur?"
"Evet evet! Ben de oradaydım. Can da ıradaydı hatta."
Teyzem ve babam bakışıp yeniden bana döndüğünde Melis ve Yağmur'un kestiği sözüme devam ediyorum, "Benim de bir arkadaşım vardı..." diyorum gülümseyerek. "Şeyden, apartmandan."
Ah Zeyno! Bula bula bu yalanı mı buldun? Aferin sana! İyi halt yedin. Yaktın çıramı Kerem, yaktın!
"Aa, tanıyor muyuz?" diyor annem sinsi bir şekilde.
"Iııı, Sevgi Teyze'nin torunu." diyorum bir yalan daha uydurarak. Oh valla tek ayak üstünde kırk yalan söyledim. Ama zamanında demişlerdi, Zeynep sen oyuncu ol, iyi yalan söylüyorsun, iyi oyunculuğun var diye. Ama dinleyen kim?! Ola ola muhasebeci olduk işte.
"Ee, ne olmuş bu Sevgi Teyze'nin torununa?"
"O da geldi bizimle yemeğe. Geçen gece derken de onu kast ediyordu," diyorum ve ardından bir yalan daha bulamayacağımı anlayıp Yağmur'a topu atıyorum, "Yağmur'la ilgili."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöpçatan Kuzen
Teen FictionFeminist bir genç kız, kendinden emin bir erkek. Peki ikisinin yolu bir kuzen tarafından kesişince ne olacak? Çöpçatan kuzenimiz görevinde başarılı olabilecek mi acaba?