Yağmur'dan...
Ellerimdeki gelinliğe bir kez daha bakıyorum. Öyle güzel gözüküyor ki gözüme. Bir genç kız bundan başka ne ister ki! Süt gibi bembeyaz, parıl parıl parlayan bir gelinlik ve sevdiği adamla sonunda birleşeceği heyecanı. Keşke ben de tadabilseydim bu duyguyu. Ama o gideli tam üç hafta oluyordu. Ona yeniden açılamadan gitmişti. Ne yapacaktım? Onu nasıl geri kazanacaktım? diye düşünürken ben, o çoktan Ankara'ya dönmüştü bile.
"Yağmur? İyi misin canım?"
Dalgın dalgın başımı kaldırıyorum ve topuzu yapılan Sibel'e başımı sallıyorum, "İyiyim canım merak etme. Gelinliğin pek hoş, ona dalıp gittim işte."
"Sağ ol canımın içi! Bugün hepimiz melekler gibi olacağız." diyor Sibel gülerek.
Ben de ona katılıyorum, "Sen daha güzel olacaksın canım." diyorum gelinliği büyük yatağın üzerine yeniden serip Sibel'in yanına giderken.
"Ee olsun o kadar canım. Gelin oluyoruz sonuçta!"
İkimiz de kıkırdarken aklıma geliyor. Ben de bir gün bu gelinliği giymiş, o masaya oturmuştum. Fakat Can yine yapmıştı yapacağını, yüzüğü atmıştı ertesi sabah. Aylarca ağlamıştım. Zeynep'le küsmüş, barışmıştık. Ama sağ olsun benim canım Zeynom hep yanımdaydı. Hiç Can'ı korumadı bana karşı. İşte gerçek dostluk bu ya! Oy kurban olduğumun Zeynep'i.
Ben hayaller aleminde yeni bir yolculuğa daha çıkmaya hazırlanırken kapı tıklanıyor ve ardına kadar açılıyor. Başımı kaldırıyorum ve gelen kişiye bakıyorum. Gelen kişi Sibel'in cici kardeşi Betül. "Hii! Abla ne güzelmuşsun." diyor Betül yanımıza gelirken.
Sibel gülüyor, "Teşekkürler Betüş de, hayırdır niye annemlerin yanında değilsin?"
Betül bana dönüyor ve sırıtıyor, "Yağmur abla aşağıda kırmızı bir mini cooper var. Yani bekliyoruz sabahtan beri, yok! Gitmiyor. Bir bak istersen belki sen söylersen gider."Bir anda içime cuk diye oturan öküzle gözlerimi iri iri açıyorum. Bu kırmızı mini cooper o kırmızı mini cooper olmasın? Yok canım, değildir. Hem Can beyimiz gitti! Sonuçta dünya üzerinde tek kırmızı mini coopera sahip olan da o değil.
"Kimmiş ki?" diyorum kaşlarımı çatarak. Hiç bozuntuya vermemek daha iyi. Ben böyle deyince ikisi de kıkırdamaya başlıyor. Eşek şakasının sırası değil ama hanımlar!
"Sen bak bi' Yağmur ablacım, ben ablamla ilgilenirim." diyor Betül beni kapıya doğru iterek.
Tövbe tövbe! "E iyi peki madem ben ineyim geliyorum şimdi." diyorum ikisinden de kurtulamayacağımı anlayınca. Ardından kapıdan çıkıp otelin alt katına iniyorum ve gözüme sokağın köşesindeki kırmızı mini cooper ilişiyor. Kalbim küt küt atmaya başlarken o mini cooperın o mini cooper olma olasılığı gözümde daha da büyüyüp içimdeki patlamayı hızlandırınca hızla ilerliyorum. Arabanın yanına geldiğimde arabanın sürücü koltuğu açılıyor ve içinden o çıkıyor. Bismillahirrahmanirrahim. Bana bir şeyler oluyor galiba!
Can arabadan inip beni kaldırıma çektiğinde bana az daha çarpacak olan arabayı yeni fark ediyorum. Kalbim küt küt atmaya devam ederken Can gülümsüyor, "Bu sen misin?"
Kaşlarımı çatıyorum, "Yok anan."
Can lafım üzerine gözlerini de devirdiğinde yüzündeki sarhoş gülümseme eşliğinde elini kaldırıp yanağıma koyuyor. "Çok güzelsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöpçatan Kuzen
Genç KurguFeminist bir genç kız, kendinden emin bir erkek. Peki ikisinin yolu bir kuzen tarafından kesişince ne olacak? Çöpçatan kuzenimiz görevinde başarılı olabilecek mi acaba?