🥀1.BÖLÜM|"Saçma fikir"|

11.2K 377 37
                                    


Düşünüyorum... uyumadan önce, sabah uyandığımda, yemek yerken, iş yaparken, kitap okurken; kısacası her Allah'ın günü düşünüyorum. Anne, baba dediğim insanlara beni sevmemelerini gerektirecek ne yaptım?Çocukluğumdan beri hep aynı soruyu sordum kendime. her zaman daha iyi bir evlat olmak için uğraştım. Yaşıtlarım oyun oynarken ben annemin gözüne girebilmek için ev temizledim. Babam bana aferin desin diye derslerimi hep yüksek tutmaya çalıştım. Üniversiteyi kazandım ama sadece bir yıl gidebildim ve dondurmak zorunda kaldım. Çünkü benim için para harcamak onlara her zaman zor gelmişti. 

Hava çoktan aydınlanmıştı. Perdenin kapatamadığı küçük boşluktan güneş ışığı odama doluyordu. Yorganı kafama kadar çekip, sıcaklığı hissettim. Bu his beni mutlu ediyordu.  Ani bir hareketle kapı açıldı. Ve her sabah işitmek zorunda olduğum yüksek ve tiz sesi bir kez daha duydum. 

"Şuna bak hala uyuyor. O kıçını kaldır ve kahvaltıyı hazırla, sonra da ev temizlenecek." İsteksiz bir şekilde yorganı üzerimden sıyırdım ve annemin odadan çıkışını izledim. Odanın köşesinde duran, hafif rengi soluk berjerin üzerinden hırkamı aldım ve gelişigüzel bir şekilde üzerime giydim. Oturma odasına doğru ilerledim. Annem koltuğa, yarı yatar bir pozisyonda  oturmuş sigarasını içerken bir yandan da televizyon izliyordu. Ağzından düşürmediği o zehir benden daha değerliydi onun için.

Ayak seslerimden geldiğimi anlamış olacak ki, izlediği sabah programından gözlerini ayırmadan"Git kahvaltıyı hazırla." dedi kısılmaya yüz tutmuş sesiyle. İtiraz etmeden mutfağa girdim. Çaydanlığa su koyup yanan ocağın üzerine bıraktım. Buz dolabından kahvaltılıkları çıkarıp masaya dizdikten sonra çekmeceden çatalları alıp onları da masaya yerleştirdim. Ve... evet, son derece uğraşsız kahvaltı masam hazırdı.

"Anne, kahvaltı hazır. Gelebilirsin." deyip, sandalyelerden birine oturdum. Babam erkenden işe gitmiş olacak ki sesi duyulmuyordu . Günlük yaşantımda beni mutlu eden olaylardan biri de babamın sabah erkenden evden ayrılmasıydı. Annem mutfağa girince masaya göz ucuyla baktı ve yerine oturdu. Normalde, kurduğum masadan dert yanıp azarlaması gerekirken bugün sadece oturmuştu. Kıymetli nefesini ilerleyen saatlere saklıyordur belkide. 

...

Yemeğimiz bittiğinde, aynı memnuniyetsiz haliyle oturma odasına geçti. Ben ise kahvaltılıkları toplayıp bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra odama geçtim. Telefonumu elime alıp açtığımda iki tane mesaj ilişti gözüme. İkisi de Müge abladan gelmişti. Müge abla, teyzemin kızı ve çevremde sevdiğim tek insandı.

Gönderen: Müge abla; Elfida dün önemli bir şey konuşacağım demiştim ya, annenden izin alabildin mi?

Gönderen: Müge abla; Hey! Orada mısın?

Dün attığı mesaj aklımdan tamamen çıkmıştı, dolayısıyla anneme de söyleyememiştim. Odamdan hızlıca çıkıp annemin yanına ulaştım. Biraz tereddüt ederek "Anne Müge abla benimle buluşmak istediğini söyledi izin verir misin gitmeme?" diye sordum. İçimden dua ediyordum izin vermesi için. Kafasını telefonundan kaldırıp, her zamanki yüz ifadesiyle baktı ve "Hayır ev temizlenecek." dedi. Sinirle gözlerimi yumup tekrar açtım. "Anne gelince yaparım. Zaten çok uzun durmam." diye direttim.  Oflayarak "Tamam ne yaparsan yap." dedi ve umursamaz bir şekilde telefonuna bakmaya devam etti. Hızlı adımlarla odama geçtim ve hemen telefonu alıp mesaj yazmaya başladım.

Gönderilen: Müge abla; Müge abla izin aldım annemden. Saat kaçta buluşacağız?

Mesajı attıktan sonra yatağın köşesine oturup beklemeye başladım. Sıkıntıdan, tüylü battaniyemi çekiştirirken mesaj sesi yankılandı odada.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin