Efkan dikkatli bir şekilde arabayı kullanırken, gözleri dikiz aynasında takılı kaldı. Peşlerinden sinsice yaklaşan arabanın farkına varmıştı. Bu adam restorandaki korumalardan birisiydi. Elini sinirle direksiyona vurduğunda yanından gelen kısık ve korku dolu ses kendine gelmesini sağlamıştı. Yanındaki kıza baktı, onu tehlikeye atmadan bu işi halletmesi gerekiyordu.
Efkan aklına gelen şeyle, karşısına çıkan kötü bir otelin önünde durdu. Eve gidene kadar adamı peşinde getirmek istemiyordu. Telefonunu çıkarıp, arkadaşına bulunduğu yerin konumunu ve çabuk gelmesi gerektiğini bildiren bir mesaj gönderdi. Elfida "Neden durduk?" diye sorduğunda, "İn." deyip arabadan çıktı ve belli etmeden, arkada arabasını gizlediğini sanan adama baktı. Adam dikkatli bir şekilde Elfida'yı izliyordu. Efkan, Elfida'yı bileğinden tutup otele doğru yürümesini sağladı. İçeri girdiklerinde görevliden, hızlıca oda anahtarını alıp merdivenlere yöneldiler. Elfida hiçbir şey anlamıyor, Efkan'a sorsa da cevap alamayacağını bildiği için ses çıkarmadan takip ediyordu. Odanın önüne geldiklerinde, Efkan anahtarı kızın eline tutuşturup, "İçeri gir. Ben gelene kadar da sakın dışarı çıkma." dedi. Elfida, "Efkan neler oluyor, sen nereye gidiyorsun?" diye sordu endişeyle. Birisine zarar gelecek diye korkuyordu. Efkan vakit kaybetmemek için "Efida dediğimi yap." deyip hızlıca ayrıldı oradan. Dışarı çıktığında, adamın arabada olduğunu ve pürdikkat oteli izlediğini görmüştü. Büyük adımlarla takipçinin arabasına doğru yürüyüp, hızlı bir şekilde kapıyı geri savurdu. Adam neye uğradığını şaşırmış bir şekilde "Sen kimsin lan?" diye sorarken, tek seferde yakasından tutularak dışarı çekildi. Adam, sinirli bir şekilde, boğazına sarılan ellerden kurtulmak için debelenirken, Efkan adamın belindeki silahı alıp arabanın içine fırlattı ve kameraların göremeyeceği bir yere doğru ilerlediler. Otel eski ve bakımsız olduğu için çevresinde kamera yoktu. Efkan da ellerinin arasında debelenen adamı otelin arkasına doğru götürdü. Adamın bedenini duvara yapıştırırken, Efkan"Neden takip ediyordun?!" diye sordu. Sesi oldukça sinirliydi ve gecenin karanlığında bile gözlerindeki öfke gözüküyordu.
Adamın sessizliği Efkan'ı iyice sinirlendirirken tekrar "Neden takip ediyordun?" diye sordu. Ama yine cevap yoktu. Efkan'ın var gücüyle, adamın böbreğine doğru indirdiği yumruk ortamdaki sessizliği bozarken bir yumrukta sağ elmacık kemiğine saplandı ve adamın vücudu ıslak asfalta serildi. Efkan yere eğilip adamı yakasından tuttu ve tam bir darbe daha indirecekti ki, adam "Ben kimseyi takip etmiyordum." diyerek kurtulmaya çalıştı. Efkan küçümser bir tebessüm sergilerken ayağa kalktı ve var gücüyle tekmelerini savurmaya başladı. Oysaki konuşsaydı bir iki darbeyle kurtulabilirdi ama o, bu gözü dönmüş adamı daha fazla sinirlendirmeyi tercih etmişti.
...
Adam ağzı, burnu kan içerisinde yerde yatarken Efkan'ın arkadaşı sonunda gelebilmişti. "Efkan, duyduklarım doğrumu? Şerefsiz ininden çıkmış." derken, gözleri yerde yatan adama kaydı ve konuşmaya devam etti "Bu kim?"
"Bunu peşimize takmış. Ama o şerefsizin beni tanıması imkansız. Peşinde birisinin olduğunu biliyor ama o kişinin ben olduğunu bilmiyor. Biliyorsun öldürdüğü ailenin bir çocuğu olduğunu bilmiyordu ve bu zamana kadar da öğrenmemesini sağlamıştım."
"Evet öyleydi ama öğrenmiş olamaz mı?"
"Hayır. Elfidayla bir ilgisi var. Sen, o şerefsizin Elfidayla olan ilişkisini araştır. Bunu da al belki bilgi çıkar, arabasını da oradan aldır yok etsinler."
Elfida'dan
"Efkan neler oluyor? Sen nereye gidiyorsun?" diye sordum endişeyle. Kendisine zarar gelecek diye yada o başkasına zarar verecek diye korkuyordum. Her zamanki otoriter sesiyle "Efida dediğimi yap." deyip, hızlı bir şekilde yanımdan ayrıldı. Ben de dediğini yapıp içeri girdim. Kapıyı açtığımda burnuma doluşan ağır ve kötü bir koku karşılamıştı beni. Sanırım burası aylardır havalandırılmıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/105252619-288-k794876.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
Romansa... 'Bir kez bile yüzüme gülümsemeyen o adamı seviyorum. Gözlerime baktığında, gözlerini nefret bürüyen adamı. Ben, benden nefret eden bir adamı seviyorum. O nefret dolu gözleri, ucu körelmiş bir hançer gibi saplanıyor kalbime. Acıyor... Çok acıyor...