Ne yaptığımdan bir haberdim şu sıralar. Oradan oraya savruluyordum bir yaprak misali. Mantığım ile hareket ediyordum. Ama bazen mantığım bile mantıksız geliyordu. Sonunu bilmediğim yolda yavaş ve bilinçsiz adımlarla ilerliyordum sadece. Bu yolun sonunda belki bir uçurum karşılayacak beni, belki de renkli çiçeklerle bezenmiş bir bahçe.
Boynumun acısıyla araladım gözlerimi. İlk gördüğüm şeyde bir erkeğin koluydu. Gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar açtım. Yavaş yavaş olanlar aklıma yer edince kafamı kaldırıp Efkan'a baktım. O ise yolu izliyordu. Sokak boş ve dükkanların kepenkleri indirilmişti. Hiçbir evde ışık yanmıyordu.
"Uyuya kalmışım. Neden uyandırmadın?" dedim ama belki de uyandırmayı denemiş ve başaramamıştı, ki bu büyük bir ihtimaldi. Çünkü uykum oldukça ağırdı, sesleri duysam bile bir iki mızmızlanır tekrar uykuya dalardım. Kendimde en nefret ettiğim şey de buydu.
"Artık gidebilirsin." soğuk sesi gerilmemi sağlamıştı. Beklettiğim için kızmış olmalıydı. Kim bilir saat kaçtı. Arabadan inmek için kapı tarafına dönerken teybin hemen altında ki boşlukta telefonumun durduğunu gördüm. Alıp ekrana baktığımda saat neredeyse üç olmak üzereydi. Babam ve annemden gelen bir sürü mesaj ve aramalar da vardı.
"Öldürecekler beni." dedim hafif bir sesle ama büyük bir ihtimalle duymuştu. Aceleyle "İyi geceler." diye ekleyip hemen çıktım arabadan ve apartmana doğru koşmaya başladım. Stres kapıyı kolaylıkla açmama izin vermiyordu. Bir kaç saniye sonra başardığımda merdivenleri ikili üçü atlayarak çıkmaya başladım. Arkamdan kapıyı kapattığımdan bile şüpheliydim. Daireye ulaştığımda soluk soluğa kalmıştım.
Aslında eve girmeye korkuyordum. Kesin kızacaklardı. Tek umudum uyumuş olmalarıydı. Anahtarı, deliğe yavaş ve sessizce yerleştirdim. Tam çevireceğim sırada içeriden kapı açıldı ve bir kaç adım geriledim. Babam kızgın bir boğa gibi bana bakarken, "Sen gel içeri. Gel..." dedi kısık sesle. Korkuyla ayakkabılarımı çıkartıp içeri girdim. "Baba bir dakika dinle, anlatacağım sana." dedim. Bir umut, belki de dinlerdi.
Yavaş adımlarla üzerime doğru gelip yakamdan tuttu ve"Neyi dinleyecekmişim he? Neredeydin sen bu saate kadar?" Diye kükredi yüzüme. İğrenç sigara kokusu midemi bulandırmıştı. "Yoksa tanışmaya gideceğim diye yalan uydurup o serseriyle gönül eğlendirmeye mi gittin?" sözlerinin devamı canımı oldukça fazla yakmıştı. Hangi baba, evladına bu iğrenç kelimeleri söylerdiki? Artık bu evden kurtulmam gerektiğini daha iyi anlamıştım. Çünkü huylu huyundan, ben ne yaparsam yapayım vazgeçmeyecekti.
"Yeter artık, yeter..! Bıktım senin bu iftiralarından. Sen nasıl bir babasın ya? Hiç mi vicdanın yok senin?" dediğim an yakamı bırakıp kolumu tuttu ve bedenimi sarsarken "Ben senin baban değilim." diye bağırdı. "Sessiz ol. Millet duyacak." Bu ses anneme aitti. Millet duymasın diye uyarıyordu ama kızına vurulduğu zaman dut yemiş bülbüle dönüyordu. "Sessiz olsun dimi anne. Sessiz olsun ama kızına vurmaya, iğrenç iftiralar atmaya devam etsin." dedim ve annemin gözlerinin içine baktım. O an gözlerinde ufacıkta olsa, bana iyi gelecek bir ışıltı aradım ama kara bir boşluktu sadece. "Siz insan olamazsınız."dedim kısık bir sesle . Babam duymuş olacak ki "Senin arpan fazla geldi." deyip yanağıma inen tokatla yere düşmem bir oldu ve zorlukla zapt ettiğim göz yaşlarım akmaya başladı. Kafamı bir yere çarpmıştım. hissettiğim acıyla elimi oraya değdirdim. Sıvı bir şeyler hissedince hemen elime baktım. Kanın o demirimsi kokusu direk burnuma nüfus etmişti.
Babam yakamdan tutup kaldırırken "Ya-yapma artık, lütfen yapma." dedim kalbi taşlaşmış adamın gözlerinin içine bakarak. Gözlerimin içindeki o acıyı görmesini, babam olduğunu hatırlamasını, pişman olmasını istedim. Ama o bir canavar gibiydi. Çocukluğumu ve gençliğimi mahfeden korkunç bir canavar.
![](https://img.wattpad.com/cover/105252619-288-k794876.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
Romansa... 'Bir kez bile yüzüme gülümsemeyen o adamı seviyorum. Gözlerime baktığında, gözlerini nefret bürüyen adamı. Ben, benden nefret eden bir adamı seviyorum. O nefret dolu gözleri, ucu körelmiş bir hançer gibi saplanıyor kalbime. Acıyor... Çok acıyor...