Hayatım yokuş aşağı yuvarlanırken, her şey rayından çıkmıştı. Ben çok değil birkaç hafta önce herkesin nefretle baktığı o ezik kızdım. Aslında ezik kız olayı değişmemişti. Sadece yanımda okulun popüler kesimiyle ilişkisi olan, birkaç gün önce kütüphane dönüşünde tanıştığım, gizemli kimlik olma ihtimali olan ve geçen gün annesiyle bize yemeğe gelmiş, annemin arkadaşının çocuğuyla yan yanaydım.
Aslında biraz bundan memnundum. İnsanlar Martin'i başta tanıyamamış olmasına rağmen şimdi yanlarından geçerken gözleriyle onu süzüyorlardı. Ne yaptığını bilmiyorum ama bize bulaşamıyorlardı. Sanki ondan korkuyorlardı bu da benim işime geliyordu. Onun yanındaysam bana da zarar gelmezdi. Yani öyle düşünüyordum.
Okula her zamanki saatimden biraz erken gelmiştik. Önceden de bilindiği gibi hep dakikası dakikasına yetişmeye çalışıyordum. Şimdi ise daha önce neredeyse hiç oturamadığım yemek salonunda oturuyordum. Neredeyse diyorum çünkü okul çıkışında bir kez burada oturup ders çalışmıştım. Bilirsiniz işte diğerleri olmuyordu.
Yerimize yerleştiğinizde meraktan çatlamak üzere olduğum soruyu sordum,
"Okuldakilerle ne ilgin var?"
"Beni küçümsemişsin." Gözlerini kısarak bana baktı.
"Bu ne demek? Ben ve Marcie ile ne alakan var? Okuldaki herkes neden bizi süzüyor?"
"Küçük bir geçmişimiz var diyelim."
Masaya uzatmış olduğum elimi kendime doğru çekerek,
"Beni ürkütmeye devam ediyorsun." dedim.
Bunu söylemem onu güldürmüştü. Ciddi bakmadığı her zaman çok sevimli bir surat ifadesi oluyordu. Bu da benim biraz rahatlamama sebep oluyordu.
"Neden bu okuldakilerden korktuğunu anlamıyorum, hepsi zavallının teki."
"Korkmuyorum, sadece bana yaptıklarına tepki göstermiyorum, ikisi farklı şeyler ki son zamanlarda tepki vermeme kısmını gözden geçirdim. Bazen çirkefleşebiliyorum."
"Ah, evet dün gece birine şahit oldum."
"Ben sandığın kadar kolay lokma değilim, artık bana yapılanlara sessiz kalmamaya karar verdim. İçimdeki nefreti bence dışa vurmamın zamanı geldi de geçiyor."
"Sana yardım edebilirim."
Yardım? Martin bana yardım mı teklif etmişti? Aynı zamanda kütüphanedeki yabancı da bana yardım teklif etmişti. Her ikisine de güvenebilir miydim? Belki her iki kişi de aynırdır. Kim bilebilirdi. Bu yüzden Martin ile ilgili şüphelerim var olmaya devam edecekti.
"Ne tür bir yardımdan bahsediyorsun?"
"Bilirsin işte dış görünüş, popülerite vesaire."
"Dış görünüşümden memnunum, olmayan popüleritemden de."
"Ne kadar güzel olabileceğinin farkında bile değilsin, değil mi?"
Hayatımda hiç güzel olabaileceğimi düşünmemiştim. Ben Tully'nin güzelliğinin altında ezilmiş bir kızdım sadece. Tully her ne kadar şu anda da uzakta olsa bile aynı his yerli yerinde durmaya devam ediyordu.
"Öncelikle, Marcie ile ne gibi bir bağın olduğundan bahset bana."
"Ah, hadi ama tüm gün aynı soruyu mu soracaksın? Tamam bir anlaşma yapalım. Bu akşam,saat yedide benimle alışveriş merkezinde buluşacaksın, söz mü? Ve istediğim her şeyi yapacaksın. Ben de karşılığında sana bu sorunun cevabını vereceğim."
Merakım beni yenik duruma düşürmek üzereydi. Ölümüm merak yüzünden olacaktı, bundan emindim.
"Tamam. Söz sözdür unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMMA
Teen FictionEmma okulda burslu olduğu için dışlanan, amacı babasının tek isteğini yerine getirmek olan bir genç kızdır. Bu kız gün gelip kütüphanede favori kitabının arasına sıkıştırdığı notla tüm yaşamının değişeceğini nasıl bilebilir?