♣️16♣️

527 45 11
                                    

Merhaba :D

Size sınav haftamda üşenmeyip bölüm yazdım. İyi okumalar sizi seviyorum : )

BÖLÜM 16

Kişinin gördüğü, iyi bir zamanlama ve bakış açısından ibaretti. Ya şu an yanlış bir zamandaydım ya da yanlış yerdeydim.

Son zamanlarda, eskiden hayalini bile kuramayacağım bir noktadaydım. Herkes benimle iyi geçiniyor, beni partilerine davet ediyorlardı.

Böyle olmayı istemiyordum. İstemiyordum çünkü, Martin artık yüzüme bile bakmıyordu. Ben, bu halimden sonra benimle daha yakın olmak için çabalıyordu ki bu midemi bulandırıyordu. Sadece popülerliği takan bir aptaldı. Bana yardım ettiğinde tam bir centilmen olduğunu düşünmüştüm. Hayal kırıklığı.

İster istemez babam öldükten sonra belirli ritüellerden oluşan karmaşık bir ağ örüp içinde yaşamıştım. Babam ölünce benim de içimden bir parça ölmüştü. Ama cenazesi kalkmamıştı. Bu ikinci ölümden annemin bile haberi olmamıştı.

Ben şu an olduğum kişiyle ördüğüm o ağdan çıkmıştım. Orada huzurlu olduğum söylenemezdi ama dışarısının da içeriden bir farkı yoktu. İkisinde de huzursuzdum. Ama en azından ördüğüm ağın içinde güvendeydim.

Bu sırada Marcie ile Martin ciddi anlamda yakınlaşmıştı. Sevgili olduklarını artık hissetmekle kalmıyor, tamamen düşünüyordum. Birlikte zaman geçirip eğleniyorlardı. Marcie onun yanındayken şeytan kimliğinde çıkıp bir meleğe dönüşüyordu. Belki de onu bu hale sokan yanındaki şakşakçılarıydı. Belki de o zaten iyi bir kızdı. Kim bilebilir.

Bu yaşamıma ayak uydurmaya çalıştıkça babamı daha çok özlüyordum. Sürekli onun hakkında düşünmeye başlamıştım. Annem ve babam o kadar severlerdi ki birbirlerini, bazen en küçük insan biriminin bir değil iki olduğunu düşünürdüm. Belki her insanı iyileştirebilecek tek bir yarısı vardı. Tek biriyle mutlu olabiliyorduk ve annemin o yarısı çoktan yitip gitmişti. Tek yapabileceğim benim yarımın da yitip gitmemiş olması için dua etmekti. O zaman yaşamaya değer bir şeyler bulabilirdim.

Ölüm bu kadar yanımızdayken nasıl unutuyorduk? Bir yerlerde insanlar ölüyordu ama başka insanlar hala gülmeye devam edebiliyordu.

Babamın da bulunduğu mutlu aile resmimize bakarken kendi kafamda bir serüvene çıkmıştım. O kadar çok şey düşünmüştüm ki sonunda yorulup üst kata çıkmaya karar verdim.

İnsanın yatağı neden her zaman tonla ödevi olduğunda bu kadar güzel görünürdü? O beyaz yumuşacık yastığım, sıcacık yatağım...Kafamı sallayarak düşüncelerimden kurtuldum ve çalışma masama doğru gittim.

Tarih kitabımı söverek açmıştım ki içinde bir notla karşılaştım.

-Birazdan sana gelecek mesaja sakın olumsuz yanıt vereyim deme.- KK

Bir saniye...bir saniye. Bu herif, benim odama nasıl girebilmişti? Bu şekilde zaten yeterinde korkunçtu. Şimdi gece uykularım kaçacaktı korkudan. Ne sanıyordu ki bir macera filminde falan mıyız?

Notu yerine koyar koymaz telefonumun titrediğini hissettim. Ekranı yanıp sönen telefonuma uzanmak şu an çok korkutucu geliyordu. KK yanılmıyordu. Hiç yanılmamıştı. Başıma gelecek olaylardan hep haberi oluyordu. Gözlerimi sonuna kadar açmayı bırakıp telefonuma uzandım.

Teknedeyiz!! Okuldan belirli sayıda kişi tekneyle açılmak üzereyiz! Hemen geliyorsun. İtiraz kabul etmiyorum. xx -Vanessa

Tam da ihtiyacım olan şeydi ya bir tekneyle açılmak. Gözlerim tekrar yatağımla tarih kitabım arasında gidip geldi. Yüzüme dışarıdan bakıyor olsaydım şu an yavru köpek bakışlarımı görebilirdim.

EMMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin