♣️4♣️

951 58 16
                                    

Merhaba,

Sık sık bölüm eklemeye çalışıyorum ama iki hikayeyle ancak bu kadar oluyor kusura bakmayın :)

Resimdeki ana karakterimiz Emma,

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. İyi okumalar.

Sizi seviyorum :)

-4-

Ben Hudson.

Olamaz, olmamalı Marcie'nin sevgilisi olmamalı.

"Hey sen orada ne yapıyorsun!"

Ben Hudson'ın erkeksi sesiyle yerimde zıplamıştım. Resmen titriyordum. Ne yapacaktım?

*

Elimin altında olan çantadan bir adım uzaklaşarak, yavaşça arkamı döndüm. Derin, mavi ayrıca sinirli gözlerini tamamen bana dikmiş bakıyordu. Şimdi bir açıklama yapmam gerekti, evet biliyordum.

"B-ben özür dilerim. Sürekli burada oturuyordum. Kendi çantam sanıp almışım. İçindekilere baktığımda anladım, tekrar özür dilerim."

Gözlerini devirerek sırasına oturdu. Tuttuğum nefesi dışarı vererek sınıftan çıkacaktım ki o kalın ses yine devreye girdi

"Bana 'gerçekten' ne olduğunu anlatmaya ne zaman başlayacaksın? O ellerinin çantamda ne işi vardı? Kim bilir yine o küçük beyninden neler geçiyor."

Son sözü olduğum yerde titrmeme sebep olmuştu. Bu insanlar ane yaptım da bana böyle davranıyorlardı anlamıyorum. Sonunda tüm sinirimi toplayıp bağırmaya başladım.

"Bu lanet okul küçücük bir karıncayı incitmediğim halde insanlar beni incitmeye neden bu kadar meraklı? Hiçbir şey yapmıyorum anladınız mı? Hiçbir şey. Sadece derslere giriyorum. Sadece okuldan eve huzurlu bir şekilde gidip tek bir gece ağlamadan uyumak istiyorum. Senin lanet çantanla da hiçbir ilgim yok anladın mı?"

Gözlerimde yaşlar birikmişti. Yaptığım şeyin çok sonra farkına varmıştım. İşte benimle dalga geçmeleri için yeni bir fırsat onlara.

Ben Hudson, gülümseyerek bakıyordu. Resmen suratından benimle dalga geçtiği anlaşılıyordu.

"Bu timsah gözyaşlarına başkaları kanabilir ama ben kanmam. Şimdi anlatıyor musun yoksa?"

"Yoksa ne? Ne yaparsın o iğrenç, egoları kendilerinden büyük arkadaşlarını mı çağırırsın?" Gözyaşlarımı kazağımın koluna sürdüm. Acınası haldeydim. Aynı bir çocuk gibi görnüyordum. Eminim.

"Söyleyecek misin?"

"Hayır! Sana zaten bir açıklama yaptım. İnanıp, inanmamak sana kalmış."

Çantamı alıp sınıftan çıktım. Bu halde bir de ders dinleyemezdim. Çıkarken kapıdan Marcie, Lily, Vanessa üçlüsünün geldiğini gördüm. İğrenç bir şeye bakıyor gibi üçü birden bana baktı.

Tek huzur bulduğum yere, kütüphaneye gelmiştim. Ellerimi kitap raflarında gezdirirken, o müthiş kokuyu içime çektim. Şu an normal bir kız tuvalette ağlamasına devam ederdi. Ama ben kendimi alıştırmıştım. Artık istediğim zaman kendimi durdurabiliyordum. İçimdeki acıyı akşamları hıçkırarak dışarı atıyordum. Geceleri bazen, annem duymaısn diye kendimi o kadar sıkarak ağlıyordum ki hıçkırıklarımda boğulacağım diye korkuyordum.

Şu an gözlerim kıpkırmızı ve şiş olduğunu biraz tahmin edebiliyordum. Ne zaman normal bir hayatım olacaktı? İnsanlar ne zaman benden nefret etmekten vazgeçecekti? Nedensizce nefret etmek hoşlarına gidiyordu.

EMMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin