"Teşekkürler."

72 5 4
                                    

    Burası iğrenç bir yerdi. Çok pisti. Ve.... Ve yerde ara ara kan izlerine rastlanıyordu. Acaba bu kanlar bir hayvana mı yoksa bir insana mı aitti? Bunun cevabını yerdeki hayvan ölüleri veriyordu aslında. Bu kanların bir insana ait olmadığı içimi rahatlatmıştı. Ama midem tepe taklak oldu. Şu an kusma ihtimalim çok yüksek.

"Prenses!"

Hazer'in bana seslenmesiyle sıçradım.

"Burası berbat bir yer biliyorum ama adamlar peşimizde. Burada bir yerlerde saklanmamız gerek."

"Başka bir yere gidelim. Burası... Sanırım kusucam!"

"Sakın!"

      O sırada yukarıdan gelen ayak sesleri burasının bir evin bodrum katı olduğunu belirtiyordu. Ve saklanmamız gerektiğini...

    Hazer hemen elimi tutup bir yere doğru çekti. Ayak sesleri giderek yükseliyordu ve en sonunda durdu. Gelmişlerdi..

    Eski bir dolabın arkasına  saklanmıştık. Olamaz, olamaz, olamaz....

     Tam ayaklarımın arasından bir fare geçtiği sırada çığlık atacaktım ki Hazer ağzımı kapadı. Hayııır. Şimdi de üstümde bir böcek vardı. Neden? Bende hayvanları üstüme çeken bir mıknatıs mı var acaba? Şu an kocaman bir böcek üstümde geziniyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. En sonunda bir adam:

"Abi gel gidelim artık. Burası berbat. Burda olsalardı kız bir dakika bile durmazdı."

"Haklısın galiba. Gidelim artık."

       Şu adam aslında çok haklıydı. Yanımda Hazer olmasaydı buracıkta bayılıp kalırdım.

      Sonunda adamlar gitti ve saklandığImız yerden çıktık. Ben de neredeyse akraba olacağım o böceğin üstümden gitmesiyle derin bir oh çektim.

      ---

    Sağ salim eve vardığımızda hava daha yeni kararıyordu. Annem evde yoktu. Herhalde yine acil bir işi çıktı. Hemen annemi aradığımda annemin dün akşamdan beri bana Hazer'in geleceğini , kendisinin de bir iş gezisine katılacağını , benim Hazer'i eve davet etmemi söyleyecekmiş. Ben de onu dinlemediğim için özür dileyerek telefonu kapattım.

    Hemen duşa girdim. Benden sonra da Hazer girdi. Ben de o sırada bize film aradım. Evet. Her şeye rağmen Hazer'in isteği üzerine filmimizi izleyecektik.

    Filmimizi seçtim ve Hazer gelip yanıma oturdu.

"Hazer Bey! Güzellik banyonuz çok kısa sürdü."

"Hahaha. Filmimizin adı ne prenses."

"Sıcak Yaz."

"Sen benim aşk filmlerinden hoşlanmadığımı hâlâ öğrenemedin mi?"

"Biliyorum. Ama ben bunlardan hoşlanıyorum!"

"Bence korku filmi izlemeliyiz!"

"Of Hazer. Tamam. Seç. Ama gece korkarsam annem de yok. Ona göre."

"Merak etme prenses. Ben seni korurum."

"Bugün yaptığın gibi yani."

"Her zaman."

    Ve sonra bir korku filmi izledik. Tabii ben korkudan filmdeki hiçbir şeyi anlamadım. Korktuğum anlarda yastığı kendime siper ettim.

     Filmin sonuna doğru Hazer'e baktığımda onu uyurken gördüm. Gerçek mi bu? Hiç korkmadı mı yani? Hemen onu dürtükledim ve uyandı.

"Öküz! Ben burda korkudan altıma ederken sen horul horul uyuyorsun!"

Bana o kendine has gülüşünü yollarken tekrar gamzelerini gördüm ve yine çok kıskandım onu. Çünkü itiraf ediyorum ki benim gamzelerim yoook!   :(

Sonra yarınki gezi için bavulumuzu hazırladık ( Ben bavul hazırladım. O ise küçük bir sırt çantası.) ve yataklarımıza yattık. Yani ben yatağa o ise yatağımın yanına, yere yattı. Eee ben ona korktuğumu söylemiştim.

     ---

     Gece yarısıydı ve ben hâlâ uyuyamamıştım. Bugün yaşadıklarımdan mı yoksa izlediğimiz filmden mi bilemiyorum.

    Yatağımın başındaki komodinimin üstünde yanan küçük lambamın sönmesiyle yataktan fırlayıp Hazer'i uyandırmam bir oldu.

"Yine ne oldu prenses!"

"Hazer galiba elektrikler kesildi ve ben çok korkuyorum."

"Eeee ne yapacağız?"

"Bilmiyorum."

"Tamam. O zaman tek bir çaremiz var. "

"Neymiş o?"

"Uyu prenses! Uyu!"

"Ya uyuyamıyorum diyorum sana. Hani sen beni her zaman korurdun!"

"Ah Su ah! Tamam. Yat ve biraz yana kay."

"Ya ben sana ne diyorum sen hâlâ yat diyorsun!"

"Dediğimi yapmıyacaksan kendi başının çaresine bak!"

"Tamam tamam!"

dedim ve hemen yatağıma yatıp yanımda yer açtım ve kısa bir süre sonra Hazer yanıma uzandı.
"Hazer...."

"Sen hâlâ uyumuyor musun?"

"Teşekkürler. Yani beni koruduğun için."

      Ben bunu dedikten sonra bana sadece gülümsemekle yetindi. Aslında şu an yanımda Hakan'ın olmasını isterdim. Neyse... Bu pek mümkün değil galiba.

H2OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin