1.gün

56 6 6
                                    

     Bu devâsâ büyüklükteki gemiye bindik ve odalarımıza yerleştik. Atilla tek kalmak istediği için başka bir odada kalacaktı. Şirin ve ben bir odada , Hazer ve Ömer ise yanımızdaki odada kalacak.

      İnanamıyacaksınız ama bu gemide havuz var. Bu iyi oldu. Çünkü ben denize girmeyi pek sevmem. Yosundan korkarım. İğrenç. Sulu , yapış yapış , büyük yosunlar.

     Şirin ile duramadık. Hemen hazırlanıp havuza koştuk. Arkamızdan Ömer ve Hazer de geldi. Biz direk havuza girecektik. Parmak ucumu havuza soktuğumda havuzun çok soğuk olduğunu farkettim. Bu yüzden ikimiz de giremedik. Sonra Ömer , Şirin'i kucağına alıp havuza attı. Ardından kendi de atladı. Ben de onlara bakarak gülüyordum. Sonra Hazer 'in bana doğru geldiğini gördüm ve ne yapacağını anladım. Bu yüzden o beni atmadan kendim atladım. Su buz gibiydi. Hazer de suya atladı ve suyun üstüne çıktıktan sonra:

"Benden kurtulamazsın!"

dedi. Acaba ne planlıyor? Sinsi şey.

     Ömer , Şirin'i omzuna almışken Şirin:

"Hadi deve güreşiiiiiii!"

dedi ve ben de Hazer'e bir bakış attım.

"Hayır prenses!"

"Lütfeeeen!"

"İyi tamam. Ama sadece bir kere"

"Tamam. Hadi çök."

Hazer çömeldi ve ben de sırtına bindim. Şirin'i düşürme çabalarım işe yaramayınca pes ettim ve oyunu Ömer ve Şirin ikilisi kazandı.

Daha sonra havuzda biraz daha yüzdük , eğlendik ve yorulduğumuzda havuzdan çıktık.

Odalarımıza geçtiğimizde duşumuzu yaptık ve uzun bir şekerleme yapmaya karar verdik.

     --- 

    Uyandığımda saat altıydı. Dışarıdan gelen bangır bangır müzik sesi kulağımı sanki sağır ediyordu. Şirin odada yoktu. Bu yüzden yan odaya Hazer'i görmeye gittim. Kapıyı ilk tıklattığımda ses gelmedi ve kapıyı açan olmadı. Üçüncü kez kapıyı tıklattığımda kapı hafifçe aralandı. İçeri girdiğimde Hazer yatağında uzanarak tavana bakıyordu. Sanırım kapıyı açtıktan hemen sonra yatmıştı.

"Benim en güzel sırdaşım sensin Hazer. Galiba senin en güzel sırdaşın da tavanlar. Doğru muyum?"

"Doğrusun prenses. Benim hakkımda en çok şeyi onlar biliyor."

"Benim hakkımdaki en çok şeyi de sen biliyorsun. Ama... Bir şey hariç."

Hazer yerinden doğruldu ve yatağa oturdu. Ben de yanına oturdum.

"Neymiş o?"

Artık bu sırrımı Hazer ile paylaşmak zorundaydım. En azından o bilsin. Sonuçta onun bu sırrımı Hakan'a söylemiyeceğini biliyoruz.

"Şey..... Ben..."

Tam o sırada içeri giren Şirin bu sırrımı Hazer'e söyleyemememe neden oldu.

"Kızım sizin burada ne işiniz var? "

"E nerede olmamızı bekliyordun Şirin!"

"Dışarıdaki partiye katılmıyacak mısınız?"

"Sen git Şirin. Biz birazdan geliriz."

"Tamam. Çabuk olun."

Şirin bunu dedikten sonra odadan çıktı. Ben de Hazer'e gülümseyerek:

"Eeeee Hazer Bey bizim de biraz eğlenmeye hakkımız var ama değil mi?!"

"Hadi git hazırlan. Yarım saat içinde kapınızdayım prensesim."

"Yarım saat mi? Benim hazırlanmam için mi? Sen deli misin? Bana ancak bir saat yeter!"

"Laf yetiştireceğin yere şimdiye hazırdın!"

Bu söz üzerine Hazer'in beni beklemiyeceğini anlayarak hızlıca odama geçtim ve giyindim.

Tabii yarım saatim olduğu için çok güzel olamadım. Sadeydim. Şıktım da aslında. Her neyse.. Yarım saatim bitmek üzere. Boynuma annemin verdiği kolyeyi de taktım. Bu kolye benim için çok önemli. Annem doğum günümde vermişti. Yarım kalp şeklinde. Öbür yarısı da bende. Onu da sevdiğim adama verecekmişim.

O sırada tıklatılan kapıyla irkildim. Hazer'in geldiğini anlayarak elbisemi ve saçlarımı son kez düzelttikten sonra odadan çıktım.

"Harika görünüyorsunuz prensesim!"

Hazer de gerçekten çok yakışıklı görünüyordu. Kesin partideki bütün kızların gözü onun üstünde olacak.

"Sağolun prensim! Ama sizin de benden aşağı kalır yanınız yok!"

Bu dediklerim üzerine Hazer gülümsedi ve partiye katılmak için partinin yapıldığı yere doğru ilerledik.

Partinin olduğu yere geldiğimizde herkesin gözü bizim üstümüzdeydi. Nedenini öğrenmek için sahnneye doğru baktığımızda Şirin ve Ömer sahnedeydi. Şirin:

"İyi insan lafının üstüne gelirmiş!"

deyince onlara doğru gittiğimde Ömer:

"Hadi gellin ve sizde bir şarkı söyleyin."

Ben de hiç itiraz etmedim tabii ki. Ama Hazer çıkmak istemedi. Ben de mikrofonu alıp:

"Bunu sensiz yapamam Hazer! Lütfen!"

Bunun üzerine Hazer hâlâ gelmeyince:

"Sen benim prensim değil misin? Bir prens prensesini asla yalnız bırakmaz! "

Ve Hazer de sahneye çıktı. Gitarın başına geçti ve çalmaya başladı. Ben de söylemeye başladım. Sonra Hazer de katıldı. İkimiz birlikte en sevdiğimiz grubun şarkılarından birini söyledik.

     ---

   Yorucu bir geceydi ama uyuyamıyordum. Şirin Ömer'in yanına gitmek istediği için benim yanıma da Hazer geldi. Hazer'e seslendim:

"Hazer! Uyuyor musun!"

"Uyuyamıyorum."

"Ben de. Bana küçükken uyuyamadığım zamanlarda anlattığın masallardan birini anlatabilir misin?"

"Artık büyüdük be prenses. Bu masallara inamayacak kadar çok büyüdük hemde."

"Ama ben inanıyorum hâlâ. Veya inanmak istiyorum. Bilmiyorum."

"Bu arada partiden önce bana bir şey söyleyecektin."

"Boşver. Hadi uyuyalım."

"Böyle yaptığına göre kötü bir şey var."

"Benim çok uykum geldi. İyi geceler."

"İyi geceler prenses."

Sonrasında günün yorgunluğu nedeniyle uyuyakaldım..

H2OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin