Karşılaşma

111 8 3
                                    

    Alarmın o iğrenç sesiyle gözlerimi açmam uzun sürmedi. Bugün okul var. Bu iki kardeş benim hayatıma girdiğinden beri onlarsız zaman geçmiyor sanki...

    Duşa girmem lazım şimdi. Okulun ilk günü temiz olmak gerek değil mi?

   Ben duştayken yardımcımız Oya teyze bana seslendi:
"Su Hanım aileniz kahvaltıya bekliyor." dedi. Ona "Tamam. Geliyorum hemen." dedikten sonra üzerime çok tatlı bir bahçıvan geçirip aşağıya indim. Annemler beni bekliyorlardı. Sıkıcı sohbetlerinden kurtulmak için "Anne ben geç kaldım." diyip sofradan ağzıma bir zeytin attım. Arkadan annemin bana seslenişini duydum. Hiç aldırış etmeden evden çıktım. Minicuperime atlamamla hafızamda bir anı canlandı. Araba kullanmayı bana Hakan öğretmişti. Babam çok yoğun olduğu için bana bunu öğretme şerefi Hakan'a kalmıştı. Her neyse...

   Okula geldiğimde ders daha başlamamıştı. Deli gibi aç olduğumdan hemen yemekhaneye inip simit ve çay aldım ve yemeye başladım.

      Yemeğim bittiğinde tam sınıfa çıkacağım sırada bir masanın etrafına toplanan kalabalığı gördüm. Oraya gidip gitmemek arasında karasız kalsam da merakıma yenik düşüp gitmeye karar verdim. Tanıdık birini görünce ne olduğunu sordum. "Çocuk taş gibi ya!" diyerek hayranlıkla konuşarak yanımdan ayrıldı. Kalabalığı delip geçmek zamanımı alabilirdi. Derken zil çaldı. Orada ne olduğunu merak etsem de derse geç kalacağım için sınıfa doğru yola çıktım.

    Hemen Şirin'in yanına oturdum. Ben oturur oturmaz Şirin konuşmaya başladı:

"Kızım haberleri duydun mu?"

"Hangi haberler?"

"Okula iki yeni kayıt var. İkisi de çok yakışıklı diyorlar. Hem de bizim sınıftalar. Daha onlar okula gelmeden ünleri bütün okula yayıldı. Hatta galiba bugün birisi gelmiş."

"Adları neymiş?"

"Bilmiyorum."

Biz konuşurken hoca sınıfa girmişti bile. Off. Şu dersler çok sıkıcı. Basketbol yeter bana.

Şu okula gelecek çocukları düşünerek geçirdiğim uzun bir dersten sonra teneffüs zili çaldığında büyük bir "Oh!" çektim. Bundan sonraki dersimizde spor salonuna geçeceğiz..

----

Soyunma odasından çıktıktan sonra spor salonuna geçtik. Hocamız benden topları getirmemi istedi. Toplar malzeme odasındaydı.

Malzeme odasından içeri girmemle küçük bir çığlık koparıp gözlerimi sıkı sıkı kapamam bir oldu. Şu an karşımda üzeri çıplak bir erkek vardı.

"Senin burada ne işin var. Erkek soyunma odası yan tarafta."
dedim . Sesim biraz yüksek çıkmıştı.

"Sen ne saçmalıyorsun! Burası zaten soyunma odası!"

"Ne?"

Gözlerim hala kapalıyken geri geri gidip kapıyı açtım. Kapının yanındaki duvarda "Erkek soyunma odası" yazıyordu. Sonra özür dileyip çıktım. Bu çocuğun sesi çok tanıdık gelmişti. Sanırım yeni gelenlerden biriydi. Ama ... Ona çok benziyordu.. Olamaz ..

Aklıma gelen şeyle tekrar kapıyı açıp çocuğun boynuna atlayıp ona sıkı sıkı sarılmam bir olmuştu...

H2OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin