Kendimi tutamadım ve Hakan'a sarılıp:
"Ben de seni seviyorum!"
dedim. Sarıldık... sarıldık...sarıldık. Sonra sarılmayı bırakıp göz göze geldik. Dakikalarca gözlerinin içine baktım. Ta ki küçük bir kız beni tişörtümden çekiştirene kadar. Küçük kız:
"Hiii ! Abla yoksa siz şimdi dudaktan mı öpüşceksiniiiz!"
deyince çok utandım. Sonra kızı kucağıma alıp durumu izah ettim. Tabii bu yalanıma çocuk bile inanmadı. Ders çalıştığımızı söyledim. Ne yapayım? Birden çıktı ağzımdan. Adının Hazal olduğunu oğrendiğim bu küçük cimcime o kadar tatlıydı ki. Bir an küçüklüğüme dönmek istedim.
Sonra bana:
"Su abla seninle kumdan kale yapmaca oynayalım mı?"
diye sordu. Hakan da:
"Hadi bakalım fıstık! Şimdi bizim gitmemiz lâzım!"
deyince Hazal iki parmağını önce kendi gözüne sonra Hakan'ın gözlerine tutarken:
"Gözüm üstünde Su ablaya aşık olan çirkin ördek yavrusu!"
dedi çirkefleşerek. Ve yanımızdan ayrıldı. O ayrıldıktan sonra ağzımız açık kalan biz de gülmeye başladık.
"Beni sevmedi galiba."
dedi Hakan. Ben de:
"Çok film izliyor galiba."
dedim ve tekrar gülmeye başladık.
Bir süre sonra gülmeyi kestik ve Hakan ayağa kalkıp elini uzattı.
"Hadi bakalım eve gidelim, güzelce dinlenelim. Yarın sana bir sürprizim var."
"Sürpriz mi? Ne o diye sormayacağım. Çünkü sonunda pes edeceğim ve sen kazanacak yarına kadar beni meraktan çatlatacaksın."
"Doğru bildin sevgilim!"
Hakan resmen bana sevgilim dedi. Oha.. sevgilim. Eminim ki şu an pancar gibi olmuşumdur. Bana uzattığı elini tuttum ve arabaya doğru yola koyulduk.
---
Eve geldiğimizde akşam olmuştu. Yemeklerimizi yedikten sonra odama gittim. Bugünü düşündüm. Sanki bir rüyaydı.
Sonra hayallere daldım. Hakan ve ben.. çok tatlı bir çift olmaz mıydık ama.
Sabah uyandığımda mutfaktan gelen gürültüler beni korkuttu. Mutfağa gittiğimde Hakan ve annem yemekleri paketliyorlardı.
"Neler yapıyorsunuz bakalım!"
diye sorduğumda Hakan:
"Pikniğe gidiyoruz!"
dedi. Hemen hazırlandım. Tabii ben hazırlanana kadar herkes arabaya binmişti. Beni bekliyorlardı. Babamın da işi olmadığı için o da geldi. Arabada Hakan'ın yanına oturdum ve kulağına doğru eğilerek:
"Sürprizin bu muydu yoksa?"
dedim fısıltıyla. O da bana:
"Hayır küçük hanım. Onun için biraz daha beklemen lâzım."
diye fısıldadı ve bana göz kırptı. Acaba yapacağı sürpriz neydi?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
H2O
ChickLitSu'ya oynanan bir oyun, gerçek hisler , kötü hevesler. Meğer doğru kişi değilmiş o. En yakınındakini görmemiş Su. Fakat artık çok geç. Ateş , Su ' ya olan aşkıyla kül olmuştur. Peki Su buhar olmaktan kurtulabilecek mi ?...