II

2K 48 2
                                    

Uçak piste indiğinde iyice gerilmiştim. Bu siktirik polis zımbırtısından kurtulmam için şu hava alanından derhal ayrılmam gerekiyordu. Ben zeki bir adamdım; hızlı düşünerek onu kandırmak benim için çantada keklik bir şey olmalıydı. Eğer yakalamalarını istemeseydim izimi asla bulamazlardı benim. Aradığım şeye bu ülkede çok daha yakındım!

Düşün Albert, dedim kendi kendime. O sırada gözüme üzerinde WC yazan tuvalet tabelası çarptı ve aklımdan geçenleri hemen geri aldım. Bu işi hemen şurada bitirmem lazımdı; yoksa sevkimin yapılması için dışarıda bekleyen arabaya binecektim ve etrafımda artan güvenlik ile beraber bu iş daha da boktan bir hal alacaktı.

Derin bir nefes aldım ve oyunumu oynamaya başladım. Gözlerimi hızlıca kırpıştırdım ve ağır ağır nefes almaya devam ettim. "Dostum," dedim çıkışa benimle beraber ilerleyen göt suratlıya, "tuvalete girip elimi yüzümü yıkamama yardım et, uzun süredir kokain almadım ve krizim başlıyor." Sahte sahte titrerken adam ne yapacağını şaşırmış gibi beni sıkıca tutuverdi.

"Gel şuraya," deyip beni istediğim gibi, tuvalet tabelasının gösterdiği koridora çekti. "Ne yapacaksan gözümün önünde hallet," dedikten sonra erkekler tuvaletine girdik.

Gözüm anında içeride biri olup olmadığını taradı. Bir iki kişi vardı ve bu işimi daha temiz halletmem gerektiğini gösteriyordu. "Ahbap, rahatla," dedim gülerek, "burada patron sensin."

Onu saçma sözlerimle oyalarken kelepçeli ellerimle yüzüme yarım yamalak su çarptım. Adama döndüm ve baş parmağımla pantolonumun altını işaret ettim. "Küçüklüğün çişi geldi, beni işerken de izleyecek misin?"

Polis sinir olmuş bir ifadeyle gözlerini devirdi ve beni kolumdan tutup kabinlerden birine soktu, ardından da kendini. Gözlerim kocaman oldu. "Penisime dik dik bakmayacaksın herhalde?" diye döndüm herife. Planım istediğim yönde ilerliyordu, bu küçücük kutunun içinde onu daha kolay alt etme fırsatına sahiptim.

"İşini hızlı hallet ve beni uğraştırma, Ruttledge," deyip klozeti gösterdi.

Kelepçeli ellerimi havaya kaldırarak onu rahatlatmaya çalıştım. "Tamamdır, dostum! İşiyorum işte," deyip pantolonumun fermuarını açtım ve klozete yaklaştım. İşimi halletmeye başlayınca gözüm metalden sifona yansıyan adamın görüntüsünü dikkatle izlemeye koyuldu. Herif gerçekten de sözünün adamıydı doğrusu; sikime bakmamak için yeri öpecekti resmen be!

Bir anlık hızlı bir hamleyle kelepçeli kolumu adamın boynuna geçirdiğim gibi kafasını klozete vurduğum anda sifonu çekerek etrafa ses yaydım. Adam kıvranırken kafasını klozetin içine soktum ve sifonu üst üste çekmeye devam ettim, ta ki iri bedeni altımda kıvranmayı kesene dek.

Herifin cansız bedenini alıp klozetin üzerine sabit bir şekilde oturttum ve ayaklarını düzleştirdim, ardından hiçbir sorun yokmuş gibi rahat bir tavırla pantolonundaki anahtarlığı alıp elimdeki kelepçelerden kurtuldum ve kapıyı açmak yerine kabinin altından sürünerek yandaki boş kabine geçtim ve oradan çıkış yaptım.

Muhtemelen çok geçmeden peşime düşeceklerdi ve hava alanından hızlıca kurtulup bir telefon kulübesine girerek eski dostumu aramalı ve izimi kaybettirmeliydim. Lavabodan ayrıldığım gibi hava alanının çıkış kapısına yürüdüm ve üzerimdeki kazağın kapüşonuyla başımı örttüm. Gözlerim polis plakasına sahip aracı hızlıca buldu ve bedenim dikkatlice kalabalığın içinden sıyrılıp bakışlarımın denk geldiği ilk telefon kulübesine doğru yürümeye başladı.

🥀Zehirli Sarmaşık ⚥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin