''Seni uçkuruna düşkün psikopat!''
Yüce İsa! Bu kız neden bu kadar huysuzdu? Az önce onun huysuzluk etmeyi kestiğini ve akıllandığını düşünüyordum. Onu defalarca becermem için elinden gelen her şeyi yapmak zorunda mıydı? Öfkeyle kaşlarımı çatarak tezgahın üzerine bir tomar para bırakıp Ivy'nin kolunu hızla kavradım ve ayağa kalktım. Onu arkamdan çekiştirmeye devam ederken bırakmam için bir şeyler zırvalıyordu.
Gece kulübünün çıkış kapısını tekmeleyerek açtığımda oradan ayrılmadan önce ızbandut kılıklı heriflere nefret dolu bir bakış yolladım. ''Bırak beni, Albert!'' diye inledi ellerimden kurtulmak için yerinde debelenirken.
''Boşuna yoruyorsun kendini, Ivy,'' diye söylenerek onu arabanın arka koltuğuna itip kapıyı kapattım. Ivy yerinde doğrulup kapıyı açmaya çalıştı ancak başarısız oldu. Şoför koltuğuna bindiğimde keyifle sırıttım. ''Sence aptal gibi mi görünüyorum, Ivy? Elbette kapılarda çocuk kilidi var.'' Başımı alayla belli belirsiz iki yana salladım. ''Haklıydım, sen kesinlikle bir çocuktan farksızsın.''
Aynaya baktığımda çatık kaşlarla beni izlediğini gördüm. Söylemek istediği çoğu şeyi yuttuğunu biliyordum, ki bunu kendi iyiliği için yapmaya devam etmeliydi. ''Ben çocuk değilim,'' diye geveledi ağzının içinde.
''Bana cevap vermeni istemedim,'' arabanın el frenini çektim ve motoru çalıştırıp sürmeye başladım.
''Beni evime bırak!'' diye ciyakladığında sadece birkaç metre yol almıştım. El frenini sertçe çekerek arabayı gece kulüpleriyle dolu bir ara sokakta durdurdum.
''Lanet olsun, bana emir verme!'' diye kükrediğimde vücudu korkuyla titreyerek geriledi. Arka koltuğa atlayarak onu omuzlarından kavradım ve kendime yaklaştırdım. ''Kuralları unutuyorsun, Ivy.'' Yanaklarını sertçe kavradığımda inleyerek benden kaçmaya çalıştı. Onu sıkıca tutup bir kez daha kendime yaklaştırdım. ''Kuralları unuttuğun zaman-
''Bu koyduğun saçma kuralların arasında yoktu!'' diyerek sözümü kesti. ''Sana emir vermemem gerektiğini bana hatırlatmalısın!'' Alayla dudaklarından dökülen sözcükler ona sert bir tokat olarak geri döndü.
İnleyerek eliyle yanağını tuttu, ancak hemen sonra parmaklarını kendinden uzaklaştırarak eline bulaşan kırmızı sıvıya baktı. Gözleri acıyla genişledi ve bakışları beni buldu. ''Hayatımı mahvettin! Senden nefret ediyorum! Bunu hak etmek için sana ne yaptım?'' Yeşil gözleri kırmızılaştı ve gözlerinden inen ıslaklıklar köprücük kemiğine kadar devam etti. Sakinleşmek için parmağımla şakaklarımı ovuşturdum ve gözlerimi kapattım. Onu öldürmemek için kendimi sakin tutmalıydım; yoksa bir sinir krizi geçirecektim. Sözleri kafamın içinde eko yaptı.
Senden nefret ediyorum!
Bunu duymak beni gerçeklere bağlayarak biraz da olsa rahatlamamı sağladı.
''Soru sorma, Ivy,'' diye mırıldandım boğuk sesimle. Şakağıma inen ıslaklığı elimin tersiyle sildim ve gözlerimi açtım. ''Haddini aşma.''
Ivy'nin bir an için gözlerinden geçen parıltının nedenini merak ettim. Kaşlarımı beklentiyle havaya kaldırdım. ''Sizin gibileri biliyorum. Hayatınızı birini aramaya adarsınız. Çoğunuz öfkesine kontrol olamaz. Aptal bir uyuşturucu için her yeri kırıp dökecek hale gelirsiniz.'' Bir şeyleri düzeltebilirmiş gibi yüzüne acıyan bir gülümseme koydu. ''Ama biliyor musun? Tıp alanında her şeyin bir tedavisi vardır. Eğer izin verirsen seni-
''Ne saçmalıyorsun?'' diyerek sözünü bir bıçak gibi hızla kestim. ''Benim deli olduğumu mu sanıyorsun?! Nesin sen, elinden İncil'i eksik etmeyen bir rahibin kızı falan mı? Siktir oradan!'' Öfkeyle boğazını kavradığımda elleriyle ellerimi kavrayıp beni durdurmaya çalıştı. ''Seni öldürmemem için tek bir neden söyle, Ivy.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀Zehirli Sarmaşık ⚥
Misterio / Suspensoİskoçya asıllı bir seks ve uyuşturucu bağımlısı olan seri katil Albert Ruttledge'ın zamanla düşüncelerine karşı gelmesi ve sevmeyi öğrenmesi planlarının gidişatını değiştirecektir. 🔞Argo, şiddet ve cinsel içeriklidir.