Merhabalarrr 😄 yeni bölüm hem de uzun bir aradan sonra🤗yorum ve oylar lütfennn🙄🙄 iyi okumalar canlarım...
Sizi Seviyorum💙💚💛💜
***
Zamanın çok çok gerisindeki oyalanmaların, ertelenmelerin zararındayım. Gerçek suretimle mutlu bir fotoğrafta var olmak, suda yansıyan aksi de belirmek, grup ile sönmek, işte buydu bütün dilek. Yalnızlığın sokağından sağa sapıp, ilk duraktan sola dönüp huzur sokağına varmaktı, iki durak arası mutlak var olan boşluklara dikkat ederek.Gölgemin küçüleceğini bile bile güneşiyle aydınlanmak, kış soğuğundan teniyle korunmak, hayatın tozu dumanından varlığıyla arınmak. Akrep ve yelkovana erteleyerek yaşamak, ille de yaşamak, çocuk gibi şen, kuş gibi özgür, iyilik kadar insani, sular kadar temiz, sahiplenmek kadar öz ve güzel olan duygular...
Işığını hapsetmek gözlerine,hani olur ya bir gün ışığı kaybedip de karanlıkta kaldığında, göz sezebileceği bir renk görebilmek adına, tene varlığını hapsetmek,bir gün yalnız bırakılsak da özel bir ruhu hissedebilmek adına...
Dem bu dem ki, vakit bu vakit kırgınlıklar, ertelenişler biriktirmişim meğer ne çok yorulmuşum, ne çok soru sormuşum, ne çok konuşmuş, ne çok anlaşılmamışım, ne çok vazgeçilmişim, ne çok geri dönüşlere izin vermişim, pusulası hasar görmüş, sonsuz derinliklerin korkusundan demir atan korkak kaptanların sığındığı, yıkık dökük bir tersane misali.
Ne çok el uzatmışım, sanki ayaktaymışım gibi, ne çok saklanmışım bir sır misali, hep var olup aynada görünmemekte neyin nesi şimdi? Ne çok beklemişim, sanki dönseler bile her şey eskisi gibi olabilirmiş gibi, küçük bir tebessüm yalnızlığı silip atabilirmiş gibi, yılların kırgınlığını tek bir cümle telafi edebilirmiş gibi, sanki onları affedecek gücü kendimde bulabilecekmişim gibi...
Yalandan laf arası kelimelerle mi daha mutlu olunabilir? Yoksa bir cesaret hayatından acı verenleri gerçekten temizleyip tertemiz bir yalnızlıkta mı? El uzatmak seni mi büyütür karşındakini mi? Yaşlı bir ruhla hayatı seyretmek mi daha olgun, yaşlı bir bedende bir çocuk saklamak mı? Çok gören mi daha çok bilir, yoksa her varlığa gözünü kapatan mı? Sevgi mi kötülüğü ehlileştirebilir, yoksa nefret mi? Soruları biriktirmek mi yaşam, yoksa cevap şıklarında isminin var olması mı?
Tüm susuşların yan etkisi bu yazının sebebi, zülfü yâre dokundu, altın çamura düştü, iki durak arası bir boşluğun en dibine. Ha bir gayret çabalamaların getireceği sonuç ve bir sonraki durağa ulaşma çabası, bir el uzaklığı ara mesafe yorgunluğun arasında bir el, bir gayret tutunma çabası. Bir el çıkarsız, payesiz, dost arası bir selam kadar sıcak, okyanuslar kadar derin, kum taneleri kadar çok, evren kadar sonsuz, yaşamak kadar gerçek... Nihai bir el uzanıyor ve ben sadece susuyorum... Nedenini bilemediğim bir suskunlukla o her kimse bekliyordum.
***
Sustuklarımı büyütüyordum içimde. Bir kedi gibi boş bulduğum yere kıvrılıyordum. Aradığım sıcak bir yatak değil, sıcak bir yürekti aslında hakketmiyordum. Kirli ruhum kaşınıyordu. Saç diplerim uyuşuyordu.
"Denis?"
Aslı'nın uykulu sesi ile içim titremişti. Bakışlarımı duvardan ayırmadım. Yalnız kalmak istiyordum. Odamda ya da banyoda değil, karşımdaki duvara bakarken yalnız kalmak istiyordum.
"Ne bu halin? Saat gecenin üçü haberin var mı? Ne zaman geldin? Denis cevap versene!"
Meraklı kişiliğini konuşturup sorularını sıralamıştı yine ama tepkisiz kalmıştım. Konuşacak güce sahip değildim. Koltuğun çökmesi ile birlikte Aslı yanıma oturmuştu. Gerek yoktu. Avutulacak yaşı çoktan geçmiş, belki de hiç o yaşta olmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN AYAK İZLERİ
JugendliteraturSırların ve gölgelerin içinde gizlenmiş, kırılmış bir meleğin güzelliği. ***