Merhaba güzellerim ve yakışıklılarım 😄😄 Yeni ve değişik bir kurgu ha? Umarım beğenirsiniz. Benimle bu kitapta ölmeye var mısınız? Hadi Hadi durmayın başlayın bir an önce merak ediyorum yorumlarınızı. Hatta ilk bölüm olduğu için çoookk yorum bekliyorum. Yaparsınız değil mi?🤗
Seviyorum sizii😘
Başladığın tarihi şuraya bir yere iliştir lütfen 🍁🍁
İletişim😻
İnstagram: @busenur_cftlk
E posta:busenurciftlik9@gmail.comBölüm şarkısı:) NF - Can You Hold Me (Audio) ft. Britt Nicole
***
30.06.2017
Bazı kadınların yüzü ağır bir hikayenin başlangıcı gibidir. Belki de kötü sonlu bir masalın... Kalbiyle bakmayı bilen herkes o hikayenin her bir satırına sinmiş keskin kokulu hüzünleri farkeder.
İç cebimde ki gazeteye sarılı şarap şişesinin bile bir hikayesi olduğunu düşünmeyi başlamış benim bir hikayem var mıydı, peki? Şu yanımda benimle beraber yürüyen kara kedinin bile bir amacı varken, benim ulaşabileceğim bir amacım var mıydı?
Sarsak adımlarla evime gitmeye çalışırken tek becerebildiğim bir o kadar utandığım günah ve mahrem sandığım ezgiler bırakmaktı,şehrin avuçlarına. Hiçlikten oluşmuş ruhum bir pazar gününün haziranına ağlıyordu sadece. Islanan bedenim umurumda değildi. Tek düşündüğüm kağıt parçasına benzeyen gururum ve onurumdu.
Her yağmur damlasında biraz daha yıpranıyor, biraz daha parçalanıyordu. Esmer tenime beyaz yakışıyor diye kefen giydirmeye hazırlanıyordu. Yüksek topuklu botlarımla yağmur damlalarını dövüyordum işte. Amaçsız bir o kadar da ruhsuzca.
***
Kapı deliğine anahtarı sokmak için hayli zaman harcamıştım. Lanet olası şey bir tane değildi ki! Metalin titreyen ellerimin arasından kayıp tozlu zeminle buluşma sesi apartmanda yankılanmıştı. Kısık bir küfür savurup onu almak için eğildim ancak kafamı kapıya vurmam trajikomik olmuştu.
"Hay ben böyle işi..."
Elimle muhtemelen şu an kızarmış olan yeri ovalayıp, anahtara tekrar uzandım. Zor bela kapıyı açtığımda sersemlemiştim. Neredeyse birkaç aydır tanıdığım ev arkadaşımı uyandırmaya hiç niyetim yoktu. Kızın dilinin ayarı yoktu canım! Taramalı tüfek gibi susmuyordu.
Kapıyı yavaşça kapatıp, ses yapmaması için topuklu ayakkabılarımı elime aldım. Holde yanan cılız ışık sayesinde yanımda ki aynadan kendimi görebiliyordum. Tam da tahmin ettiğim gibi berbat görünüyordum. Koyu yeşil gözlerimin etrafı kızarmış, göz altlarımda morluklar oluşmuştu. Aklıma bir şiirin en sarsıcı satırları geldi. Sessizce mırıldandım kelimelerini katettiğim satırları.
"Yaş yirmi iki. Yolun yarısı bile değil. Ama gözlerim altında mor halkalar musalla da bekliyorum."
Simsiyah, belime uzanan dalgalı saçlarım yağmurdan dolayı ağırlaşmış ve birbirine girmişti. Ağladığım için dudaklarım da şişmişti ve ben bu durumdan oldum olası nefret ederdim.Umursamadım bu halimi. Ben yaşamayı beceremeyen ve bunu umursamayan biriyken bu halimi mi kafama takacaktım Allah aşkına?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN AYAK İZLERİ
JugendliteraturSırların ve gölgelerin içinde gizlenmiş, kırılmış bir meleğin güzelliği. ***