Heluggg 😂😂 merhabalar 😗😗 bir diğer bölüm çok kısa zamanda gelecek bilginize 🤗 uzatmayacağım artık 😚😚sizi seviyrem çünkü siz yeniyirsiniz💚💙💛💜
***
Hayatı biliyor olmanın cahilliği vardı üzerimde. Büyümüş olmanın verdiği çocuksu bir burukluk taşıyordum. Yeniden doğmak bir yana hiç doğmamış olmayı dilerdim. Utanıyordum. Bedenimden, fikirlerimden, ruhumdan... Ellerimde küçük bir kız çocuğunun masumiyeti vardı. Trajikomik olan olay ise o çocuğun bizzat kendimin olmasıydı.Hayat, kokuşmuş hatıralar taşıyordu. Soğuk bir kaldırım taşı ve katran karasının şahitlik ettiği, iğrenç yaşanmışlıklar. Ay ve yıldızların iyice ezberlediği boğaz yırtan çığlıklar da bunlardan biriydi.
Denis Adal'ın büyüdüğü geceydi.
Hayalimdeki yaşam neydi bilmiyordum. Ben hayatın gerçekleşleriyle yüzleşerek büyümüş bir çocuktum. Toz pembe bilmezdim. Prensesli ve aşık prensli masallarda bilmezdim. Kötü cadıyı severdim. Kötüydü ama dürüsttü en azından. Elimdeki fırçayı bir kez daha kaydırdım. Rengim beyazdı bu sefer. Bakışlarım boyaya gidince gülümsedim, aynı şekilde bileğimdeki sargıya da bakmıştım. Içim burkuldu.
"Sonunda gelebildiniz."
Aslı'nın sesiyle kafamı kapıya çevirdim. Önde Kerem arkada Furkan denen manyak çocuk kafeye girmişti. Birini bekliyormuşluk hissini kalbinden bıçaklayıp yok etmek istesem de bu pek mümkün değildi. Nefesimi dışarı verip, siyah boyayı elime aldım. Ne çizdiğimi bilmiyordum. Tek bildiğim en son bakacaktım. Önümdeki iki basamaklı taburemsi şeye çıkıp biraz daha yukarılara uzandım. Parmak uçlarımda uzanıp biraz daha yükseldim ve fırçayla ovel bir şey çizdim.
Yetişmek için sarfettiğim çaba sonuçu belim açılmıştı. Saçlarımda topuz olduğundan süt beyaz tenimi örtecek bir şey yoktu. Umursamadım. Dikkatimi resime vermişken belime değen ellerle ve çekiştirilen tişörtümle hızla sol yanıma döndüm. Kehribarla çarpışan yeşillerim anında donuklaşmıştı.
"Gerçi doğru ya," Kollarını göğsünde bağdaştırıp, duvara yaslandı ve omuz silkti .
"Farketmez senin için." Kaşlarım çatıldı.
"Ne?"
Basamaktan dolayı ondan biraz uzun duruyordum. Gerçi normalde de boy farkımız pek yoktu.
"Diyorum ki, çoğu kişi çıplak gördü zaten seni. Belinin açıklığı bir şey ifade etmez."
Ellerim yumruk olmuştu. Canımı yakamazsın Kurşun.
Parmaklıkların ardındaki Denis yerde bağdaş kurmuş, elleriyle oynarken alayla güldü ve fısıldayarak konuştu.
Canın yandığı için bileğinde o şeyle dolanıyorsun. Kendini kandırma.
Onu duymamazlıktan gelip Kurşun'a biraz daha yaklaştım.
"Git kendine başka eğlence bul."
Dilini damağına yapıştırıp cıkladı.
"Aaa... Denis. Ben yeni oyuncağımla mutluyum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN AYAK İZLERİ
Teen FictionSırların ve gölgelerin içinde gizlenmiş, kırılmış bir meleğin güzelliği. ***