Harry'le evin arkasına gittik ve büyük siyah bir arabaya bindik. Onun yanındaki koltuğa bindiğimde arabayı çalıştırdı ve direksiyonu evdeki çizginin dışına doğru çevirdi. Araba biraz ilerlediği sırada Tişörtsüz bir şekilde konuşarak eve doğru giden Liam ve Noah'ı gördüm. Onlarda beni görünce bana hafifçe el salladılar. Bende arabanın içinden onlara bir gülümseme gönderip elimi cama koyup hafifçe hareket ettirdim.
"Evin nerede?"
"Ormanın kenarındaki ev."
"Beyaz olan mı?"
"Evet."
"İlk geldiğimiz zaman..."
Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve cümlesine devam etti.
"Ormana bu kadar yakın yaşayacak kadar cesur ve aptal olanın kim olduğunu merak etmiştim."
"Dedi ormanın ortasındaki evde yaşayan adam."
Güldü ve dönemeçten dönüp cevap verdi.
"Ben kendimi koruyabilirim."
"Tamam benim kendimi koruyacak pençelerim yok. Yada dövüş bilmiyorum veya bir abim yok veya silahımda yok ve ben... Sanırım gerçekten fazla aptalım."
Gülmeye başladığında bende güldüm. Annemde bende doğayı çok seviyorduk ve çocukluğumun tamamı ormanın içinde geçmişti ama bir kez olsun bana zarar geleceğini düşünmemiştim.
"Aptal değilsin, sadece biraz fazla cesursun. Yani, Tanrı aşkına kim gecenin 3'ünde 2 tane ceset bulunan ormana dalar ki?"
"Ama birinin yardıma ihtiyacı vardı."
"Greenwood'un kahramanı imdada yetişti!"
Harry'nin tezahüratına güldüğüm sırada araba evimin önünde durmuştu. Emniyet kemerimi çözdüğüm sırada aklıma Zayn'in kolyesi geldi ve elimi boynuma götürüp kolyeyi çıkarıp Harry'e uzattım.
"Kolyeyi unutuyordum."
"Teşekkürler. Kolye gerçekten önemliydi."
"Önemli değil."
"Şey ve diğer her şey için teşekkürler. Gerçekten hayatımızı kurtardın. Bu iyiliğini unutmayacağım."
"Siz benim dostumsunuz. Arkanızı kollamak görevim. Alfalarla konuştuktan sonra lütfen beni arayın sizi merak ediyorum. Ve şey benim için Zayn ve Leo'ya göz kulak olur musun?"
Harry hafifçe güldü ve başını salladı.
"Leo'ya onu beklediğimi söyle."
"Pekala görüşürüz."
Ona el salladım ve arabadan inip kapıyı ardımdan kapattım.
"Hey Betty!"
Harry'nin sesiyle arkamı döndüm ve kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Başını camdan uzattı ve gülümsedi.
"Birkaç gün ormandan olabildiğince uzak durun."
Gazı kökleyip uzaklaştığında arkamı döndüm ve eve adımlayarak azarıma gittim.
* * * * * * * * * * * * * * * *
Bütün o olaylar olalı 4 gün olmuştu ve ben ne Harry'den , ne Zayn'den nede Leo'dan en ufak bir haber dahi alamamıştım. Yine akşamdı ve saat 12 buçuktu. Diğer 4 günde olduğu gibi bahçeye çıkmıştım ve bir ihtimal Leo gelirse diye bekliyordum. Her geçen gün onların başına bir şey gelmiş olma ihtimali beni delirtiyordu ama ormana giremezdim ve elim kolum bağlı bir şekilde oturmaktan başka yapabileceğim hiçbir şeyim yoktu.
Uyuşan bacaklarımı hareket ettirdiğim sırada çalıların içinden çıkıp bana doğru koşan Leo'yu görmemle ayağa kalkıp ona doğru koşmam bir olmuştu. Ben daha 2 adım atmışken o yanımda bitmişti. Hızlıca ona sarıldığımda oda bana iyice sokulmuştu. Her zamanki gibi yine beni kokluyordu.
"Tanrım... Seni ne kadar merak ettiğimden haberin var mı!"
Ondan ayrılıp sertçe konuştuğumda yere uzandı ve başını dizlerimin üzerine koydu. Sakinleşmeye çalıştım ve bacaklarımı biraz daha uzatarak rahat bir konum alıp konuştum.
"İyisin, değil mi?"
Başını salladığında derin bir nefes bıraktım.
"Zayn, Liam ve Harry'de iyi?"
Yine başını salladığında sesli bir şekilde Tanrıya teşekkür ettim.
"Olanları biliyorum. Şu sürü şeyini, alfaları, ölenleri ve aslında bir... insan olduğunu."
Tepkimi ölçercesine bana aktığında başımı eğdim. Bunlar kesinlikle çocukluğumdaki masallar gibiydi ve tek fark gerçek olmalarıydı.
"Bak Leo yada adın neyse."
Yutkundum ve devam ettim.
"Kim olduğunu bilmek istiyorum."
Başını iki yana salladığında ben aşağı yukarı sallıyordum.
"Hayır artık gerçekten kim olduğunu öğrenmek istiyorum. O kadar tuhaf şeyler oluyor ki ve benim gerçekten güvenebileceğim kişilere ihtiyacım var. Sokakta bana yolu soran birine bile şüpheyle yaklaşıyorum. Kim olduğunu bilirsem sana güvenebilirim. Sana zaten güveniyorum ama yüzünü görmem lazım. Yüzünü görmem ve seninle karşılıklı oturup konuşmam gerekiyor. Öğrenmem lazım Leo."
Yüzüme ikilemle bakarken biran düşündüm. Ya 60 yaşında bir adam çıkarsa? Yada bir kız falan çıkarsa? Ona karşı içimde paha biçilemez bir minnet vardı ve kim olursa olsun bu minnet asla son bulmayacaktı.
"Ne olursan ol, seni seviyorum Leo. Sen benim arkadaşımsın ve asla seni yargılamam."
Hala bana bakarken bende ona umutla bakıyordum. Artık sır istemiyordum ve onu kim olduğunu öğrenmeye ihtiyacım vardı.
"Lütfen..."
Başını salladı ve ormanı işaret etti.
"Olmaz güvenli değil. Harry oraya girmemem gerektiğini söyledi."
Arkama geçip beni ormana doğru ittirdiğinde biraz tereddütte kalsam da derin bir nefes aldım.
"Pekala. Sana güveniyorum."
İleriden yürümeye başladığında onu takip ettim. Sonuçta ulu orta dönüşemezdi değil mi? Son 4 günde kurtlar hakkında tonlarca şey araştırmıştım ve her ihtimale karşı cebimde bir şırınga ve şırınganın içinde kurt boğan dan yaptığım bir karışım vardı.
Ayrıca içinde kurt boğan olan bir çay içmiştim kokusunun çıkmaması içinde 3 kez dişlerimi fırçalayıp naneli sakız almıştım ama şuan vücudumdaki tüm kana kurt boğan karışmıştı böylece bir kurt beni parçalarsa ona karşı koyabilirdim veya onunda zehirlenmesini sağlardım. Bunu Leo yüzünden yapmamıştım şu son olaylardan sonra dikkatli olmam gerekiyordu.
Ormanda yavaş adımlarla ilerlerken bir elim şırınganın üzerinde dolaşıyordu. En sonunda ağaçların çok olduğu bir yerde durmuştuk. Arkama dönüp baktığımda evimi görebileceğim kadar yakındı burası. Heyecanla ona döndüğümde endişeyle bana bakıyor olduğunu gördüm. Neden onun gerçek halini görmemi istemiyordu ki!
"Hadi Leo."
Hala bana bakınca yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirdim.
"Ne olursan ol, kim olursan ol sen benim için hep Leo olarak kalacaksın."
Sözlerimden cesaret almış olacak ki benden biraz uzaklaştı ve eğilip gözlerini sıkıca kapattı. Ben merakla ona bakarken o gittikçe küçülmeye başladı. Küçüldükçe vücudu gittikçe insan şeklini alıyordu ve vücudundaki tüyler yerini deriye bırakıyordu. En sonunda tanıdık dövmeli vücudu gördüğüm zaman şaşkınlıktan dilimi yutacaktım. Gece karası saçlarını kaldırıp bana baktığı zaman şokla ona bakıyordum. Benim hayatımı kurtaran, en iyi arkadaşlarımdan biri olan ve benim kurt sandığım Leo, şuanda karşımda sadece boxter'ıyla kalmış Zayn olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Forest
Kurt AdamO ormana girmemin bir hata olduğunu biliyordum ama hayatımı tamamen değiştireceğini bilmiyordum. 09.03.2017