Kıkırdayarak ona karşılık verdiğimde arkasını döndü ve ormanın içine doğru hızlı adımlarla yürüdü. O gözden kaybolana kadar arkasından ona baktıktan sonra arkamı döndüm. Arkamı dönmemle annemle burun buruna gelince korkuyla geriye sıçradım.
"O kimdi Elizabeth?"
"K-kim kimdi?"
"Az önce ağzını soluk borusuna kadar soktuğun çocuk?"
Annem merakla kaşlarını kaldırdığında utanmamaya çalıştım ve taşınma işini konuşabilmek için hızlı adımlarla içeriye girdim.
"Onu sana sonra anlatırım ama önce konuşmamız gereken öne-"
Kutularla toplanmış salonumuza girdiğimde sesim yarıda kesildi. Şaşkınlıkla etrafı incelerken annem önüme geçti ve tepkimi merak edercesine kapıya yaslanarak dudağını dişledi.
"Bu- kutular- eşyalar- Ne oluyor Tanrı aşkına!?"
"Şey, sana bir şey söylemeliyim."
"Bence de!"
İstemsizce sesim yüksek çıktığında annem –yarısı toplanmış- salonumuzdaki koltuğa oturdu ve eliyle yanına vurdu. Demek istediğini anladım ve birkaç nefesle kendimi sakinleştirip yanına oturdum.
"Bak aslında bunu sana çok önceden söylemek istiyordum."
"Neyi?"
"Hayatımda biri var Elizabeth. Onunla neredeyse 6 aydır beraberiz ve biz..."
Annem susup başını eğdiğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum. Aniden salonun kapısından iri bir adam girip arkadan anneme sarıldı ve konuştu.
"Biz İngiltere'ye taşınıp evlenmeye karar verdik."
"N-ne?"
Şaşkınlıkla anneme bakarken o bana uzun zamandır görmediğim gülümsemesini gönderdi ve konuştu.
"Toby İngiltere de çalışıyor ve bende orada ki harika bir hastaneyle anlaştım. İngiltere de yeni bir başlangıç yapacağız."
"Sizi tebrik ederim ama ben hiçbir yere gitmiyorum."
Sertçe konuştuğumda annem yüzündeki gülümsemeyi bozmamaya çalışarak konuştu.
"Eşyalarını topladım bebeğim oraya gittiğimize ko-"
"Okuldan eve geliyorum ve bir bakıyorum evdeki eşyalar toplanmış sonra öğreniyorum ki annem 6 aydır bir adamla beraber ve evlenme kararı alıp İngiltere'ye taşınıyorlar! Kusura bakma ama 6 aydır nasıl bensiz bu kadar şey yaptıysan yine bensiz devam et çünkü beni hiçbir şekilde buradan götüremezsin!"
Ayağa kalktığımda annemin gözleri dolmuştu.
"Bebeğim lütfen böyle yapma be-"
"Ne yapmamı bekliyorsun Tanrı aşkına?! Yaşasın diye çığlık atıp kucağına atlamamı falan mı? Üzgünüm anne ama bu sefer ben yokum."
Hızlı adımlarla odama doğru ilerledim. Vücudum sinirle kavrulurken odamdaki eşyaların hepsinin toplanmış olduğunu gördüm. Zaten çok fazla eşyam yoktu sadece 2 valiz ve 2 büyük koli vardı. Kolilerin arasına oturdum ve gözlerimi bomboş odamda gezdirdim.
Kendimi bildim bileli buradaydım ve her yerde bir anım vardı. Mesela dolabın kenarı çökük değildi onu ilk aldığımız zaman odaya taşırken Tyler ile mahvetmiştik ve yalan söylemiştik, tavandaki yıldızları ben 13 yaşındayken merdivenlere çıkıp Jenna ile çizmiştik, kenardaki üzerine bant yapıştırılmış çatlak cama kafamı vurmuştum ve 4 dikiş atılmıştı, duvarda ki Ed Sheraan posterinin arkasında yamuk bir kalp ve içinde T&E&J harfleri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Forest
WerewolfO ormana girmemin bir hata olduğunu biliyordum ama hayatımı tamamen değiştireceğini bilmiyordum. 09.03.2017