-11-Okul

49 5 2
                                    

Altımdaki orman kokan sıcak şeye daha sıkı sarıldığımda, kulağıma gelen muhteşem kıkırdamayla gözlerimi yavaşça kırpıştırdım. Bulanık görüşüm düzeldiğinde sarıldığım şeyin bir beden olduğunu anladım. Panikle kendimi yatağın yan tarafına atıp bedene döndüğümde onun Zayn olduğunu fark ettim.

"Günaydın minik sapık."

Başımı kaldırıp odayı süzdüğümde benim odam olduğunu fark ettim. Dün en son ağaç evde değil miydik?

"Dün olanlar... Rüya mıydı?"

O gülmeye başladığında ellerimi saçlarıma geçirdim. Sabah kalktığımda uykulu olurdum ve ben uykulu olunca aptal olurum tamam mı?

"Gerçekten sana bayılıyorum Betty!"

Sonunda gülüşünü durdurduğunda ben hala mal mal etrafa bakıyordum.

"Rüya değildi ufaklık."

Gözlerim saate kaydığında panikle yataktan kalktım.

"Zayn okula geç kalacağım!"

"Okul mu?"

"Evet yılın 270 günü eğitim gördüğümüz yer!"

Ayağa kalkıp dolabımı karıştırmaya başladığımda yatağıma iyice yayıldı.

"Okulun ne olduğunu biliyorum. Bu gün okulu ekmeye ne dersin?"

Dolaptan siyah bir şort ve beyaz bol bir tişört çıkarttım.

"Olmaz! Bu gün basketbol seçmeleri var ve seçmeler olurken bizimde antremanımız var!"

Kıyafetleri elime aldıktan sonra yatağımda üstü çıplak bir şekilde duran Zayn'e baktım ve hızla konuştum.

"Sende benimle okula geliyorsun. Odamın karşısındaki odada Tyler'ın kıyafetleri var oradan bir tişört al ve hemen giyin. 10 dakika içinde salonda buluşuruz!"

Koşarak odamdaki banyoya girdim ve hızlıca üzerimi değiştirdim. Saçlarımı yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Dün gece üzerime olanları da kirli sepetine fırlatıp odama döndüm. Koşarak merdivenleri indim ve salondaki koltuklarda oturmuş telefonuna bakan Zayn'in yanına geldim. Üzerinde Tyler'ın siyah tişörtü vardı.

"Hadi gidelim!"

Zayn bir süre beni süzerken gözleri biraz fazla bacaklarımda takılsa da bir şey demedi ve kapıya doğru ilerledi. Dışarıya çıktığımız sırada kapının önündeki siyah arabayı fark ettim. Zayn arabaya ilerleyip sürücü koltuğuna geçtiğinde şaşırsam da yan koltuğa geçtim ve emniyet kemerimi taktım.

"Arabada nerden geldi?"

"Sabah Harry getirdi."

Şaşkınlıkla ona baktım.

"O bizde olduğunu biliyor mu?"

"Kurt güçleri."

Yüzündeki sırıtmayı silmeden direksiyonu sağa kırdığında bende sırıttım. Artık kurtları biliyordum ve benimle dürüstçe konuşabiliyordu.

Çok geçmeden okulun önüne geldiğimizde yavaşça arabadan indim. Ben indiğimde yanıma geldi ve beraber yavaş adımlarla okula doğru yürümeye başladık.

"İlk dersin ne?"

"Fizik. Senin?"

"Kimya."

Gözlerini devirdiğinde dolabımın önüne gelmiştik. Cebimden anahtarımı çıkarıp dolabın içinden gerekli kitapları alırken oda yandaki dolaba yaslanmış beni izliyordu. Onca olan şeye rağmen bu kadar normal davranmamız gerçekten çok tuhaftı.

In The ForestHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin