Eveeeett sayın seyirciler şu an karşınızda 12/C sınıfından sarı kafa popüler Melis ağlayarak kızlar tuvaletine dört fedaisi ile birlikte sağ kulvardan giriş yaptı. Dünya üzerinde adı Melis olupta bu kadar silik bir tip olan bir ben varımdır heralde. Bu arada tanıştırayım bendeniz Melis..
En büyük hayalim before/after fotoğraflarında owwwwww dediğiniz after olabilmek, Melis olabilmenin hakkını verebilmek. Ama şu anki amacım simitimi ayranım ile aynı anda bitirebilmek. Sanırım başaracağım.
Geçen hafta sosyete pazarından 20 tl ye aldığım çakma saatime göre İngilizce dersinin zilinin çalmasına henüz iki dakika vardı. Bu zaman ise benim kızlar tuvaletine girip ortalığı kolaçan etmeme yeterdi.
Tuvalete adım adım yaklaştıkça sidik kokusu ile doldurma parfüm kokularının birbirine karışmış kokuları burnuma geliyordu.
Tuvalet kapısından içeriye sıvışarak girdim. Oldukça silik bi tip olduğum için isminin hakkını veren Melis'in gölgesinde kaldım bu yüzden beni fark etmediler beni. Boş tuvalet kabinine girdim ve kendimi kilitledim. Dinleme pozisyonuna hazır ve nazırdım.
'bebeğim düşünebiliyor musun Cem beni aldatıyormuş! Ona her şeyi itiraf ettiricem bana bunun bedelini ödeyecek 'dedi hönkürerek.
Oha ! ben şok. Cem'e helal olsun daha doğrusu büzüğüne helal olsun.Acaba kimdi bu canına susamış yürek yemiş kız. İnşallah konunun özne kısmını kaçırmamışımdır.
Bir diğer merak ettiğim konu ise zengin depresyonunun nasıl olduğuydu. Neyse ki önümüzdeki günlerde bu merakımı zevkle gidermiş olacaktım.
Acaba kredi kartlarının dibine mi vuracaktı,yoksa viyanadaki teyzesinin yanına mı gidecekti,ve yahut havuzun dibinde mi ağlayacaktı,ya da ağladığı belli olmasın diye evdeki hizmetçiden izin alıp mutfakta soğan mı doğrayacaktı? Yok arkadaş zengin düşünemiyordum. Ama bende haklayım hiç zengin olup depresyona girmedim ki.
Şahsen ben olsam evdekilere başım ağrıyor diyip odama geçerdim milli battaniyemizin altına girip salya sümük ağlardım,sabahta şiş gözlerimi sorduklarında eşek arısı sokmuş derdim.
Aklımdan bu kokuşmuş varoş düşünceler geçerken sarı kafa melis'in yalakası ceren'in ağzından şu sözcükler dökülüverdi.
'bence başka bi falcıya gidelim kuşum işimizi garantiye alalım,cem'den emin olalım'
Nasıl ya bu dört salak bir falcının dediğine mi inandı?? Yok ya bu kız havuz dibinde ağlayarak depresyona girmeyi hak etmiyor. Balığı yoğurda bandırarak yiyip intihar girişiminde bulun lütfen. Hayatımdan iki dakikamı çaldınız yazıklar olsun.
Çalan zilin sesi kulağıma hiç bu kadar hoş ve anlamlı gelmemişti. Şükürler olsun ki defolup gittiler bende inimden çıkabildim. Sallana sallana onların peşinden sınıfa girdim,Neslihan Hanım'in 'sit down please' diyişine yetişebildim. Tam kapıyı kapatıyordum ki Neslihan hanım:
'Bilerek beş dakika geç geliyorum yinede geç gelmeyi başarıyorsun Melis' diyerek azarladı. Bizim süslü kokoş bana mı diyorsunuz hocam diyerek gözlerini belertti. Cevabı tahmin etmek zor olmadı tabiî kide bana diyordu. Neden ?? Çünküsünü siz daha iyi anlarsınız. Her zaman sessiz sakin tipler azar yemeye daha uygundur,dişlerini geçiremezler cevap veremezler.
Yahu sen öğretmensin bari sen yapma diye içimden geçirirken dış sesim 'özür dilerim'dedi.yanaklarım al al duvar kenarında üçüncü sıraya zehranın yanına oturdum . Allahım bu da ne ??? burnumun direği leş gibi bir kokuyla tekrar sarsıldı. Odaya sinmiş kıymalı pide kokusu mu desem mercimek çorbası mı desem bilemedim. Bildiğin ter kokusu işte ama zangırdatan cinsten. Zanımca öndeki Ayşe'den geliyordu bu koku çünkü çiçek ol pozisyonuna geçerken geriye doğru hızla yaslandı ve ben bittim. Umarım bu kötü kokunun benden geldiğini düşünmezler çünkü her kötü şey üzerime sümük gibi yapışıyor.
Lise ikinci sınıfta benimde bir whatsapp grubum olsun arada rahatsız olup sessize alayım, doğum günümde facebook duvarımda sahte mutluluk dileği görebileyim, kötü de çıksam etiketlendiğim resimler olsun,instagramımda sadece selfie pozisyonunda fotğraflarım olmasın diye ortam yapmaya çalıştım ve tiyatro kulübüne yazıldım.
Tiyatro kulübümüzden sorumlu olan edebiyat ve tarih öğretmenimiz beni diğer 16 arkadaş ile tanıştırdı. Gayet sıradan tanışma faslının ardından beni yerime gönderdi ve edebiyat hocamız Murat Bey konuşma yaptı. İki ay sonraLiseler arası tiyatro yarışması olduğundan ve bizimde bu yarışmada yer alacağımızdan bahsetti. Herkes heyecanla birbiriyle fısıldaştı tiyatroda yer alabilmek,kendini gösterebilmek için sinsi sinsi iç geçirdi.Ben bile...Murat hoca konuşmasının devamında Bu yarışma için aramızdan seçmeler yapacağını ve çeşitli roller vererek hazırlanmamız gerektiğini söyledi.
İki gün sonra okul çıkışında seçmeler yapıldı. Heyecandan Kalbim neremde atıyordu söylemek bile istemiyorum. Benim ile birlikte toplam 17 kişi kısa kısa hazırlandığımız rolleri gösterdik. Yaklaşık bir buçuk saat içinde hepimizin gösterisi bitti ve sıra kazananları açıklamaya geldi. Sizce ben bu tiyatro gösterisinde yer alacak mıydım? Cevapları duyar gibiyim. Tabii ki HAYIR.
Yine tiky ağzı laf yapan,popüler kızlar ve erkekler seçildi bu gösteri için. Murat Hoca seçmelere katıldığımız için sıradan bir teşekkür konuşması yaptı ve en büyük rolün bizde olduğunu bizim bu işin mutfağında yer alacağımızı söyleyerek aklı sıra bizi teselli etti. Uzun lafın kısası bu da gol olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuzlu Aşk
ChickLitHer zaman kibir,kıskançlık,bencillik mi kazanacak ? Yoksa sıradanlık mı güzel kapılar açacak ? Yapmacık Melis mi? Doğal Melis mi ? Liseden üniversiteye uzanacak güldürecek cinsten bir aşk hikayesi. Bu aşkın rengi ise Mavi olacak.