Koca Yürekli Cem

33 19 1
                                    

Boğazımdaki lavaşı çaktırmadan yutmaya çalışırken bir çift göz beni izlemeye devam ediyordu. Beni tanımak ile tanımamak arasında kalmış gibi hali vardı. Ama ben onu çok net hatırlıyorum. Kaşlarına simit attıkları için bunalım geçiren kızı kurtarıp kuaföre yetiştiren koca yürekli  Cem! Beni hep böyle en gereksiz zamanlarda görmek zorunda mısın? 

Kuyumcudan çıkıp bana doğru geliyordu. Allah'ım altıma sıçacağım..sık büzüğü Melis sık! 

- Seni tanıyorum ama çıkartamadım,sen beni tanıyor musun ?

Elimi uzatsam dokunacaktım. Tam karşımdaydı ve bana bakarak soru soruyordu.

'' Sevgilin  ve arkadaşları tek kaşım diye demediklerini bırakmamışlardı,rezil olmuştum. Okuldan çıkıp eve gidecekken az daha arabanla bana çarpacaktın. Sende beni alıp kuaföre bırakmıştın. Ordan tanıyorsun beni''

Şaşkın şaşkın suratıma bakıyordu.''evet evet hatırladım şimdi ama olayı bu kadar ayrıntılı bilmiyordum'' dedi ,sanki gülecekte gülemiyor gibiydi.

'' Hasss...'' Aptalsın Melis aptal! Tabikide Cem bunları bilmiyordu. Beni lavaşlara sarın atın denizlere . Utancımdan pancar gibi olduğumu hissedebiliyordum. Utandığımı görünce ciddileşerek  kendisi '' Sevgilim mi seninle dalga geçti ?'' dedi.

- Evet

- Peki sen bizim sevgili olduğumuzu nerden biliyorsun?

-  Bir kaç kez okul çıkışlarında seni onu okulun önünden alırken görmüştüm.

Biz Cem ile konuşurken annem ve teyzem Cem'i süze süze sırıtarak yanımıza geldiler. '' Meliscim kim bu yakışıklı arkadaşın'' dedi teyzem. 

- şeyyy teyze arkadaşım Cem.. Birbirimizi görünce ayaküstü selamlaştık

'' Merhaba'' dedi samimi bir şekilde teyzeme ve anneme elini uzatarak. '' Dükkanımız şurada, babamın yanına uğramıştım ki kızınızı görünce öyle konuşuyorduk''

Annem  alıcı gözle öyle bir süzdü ki Böyleleri bize bakmaz ana kendine gel diyesim geldi. Babası dükkanın önüne çıkarak '' Cem, telefon oğlum!'' diye seslendi başıyla bize selam vererek. Dul teyzemde saçlarını attıra attıra babasının dikkatini çekmeye çalışıyordu. Teyzemde az zilli kadın değil ha! 

- Tanıştığıma çok memnun oldum bayanlar kendinize dikkat edin,görüşürüz Meliscim

Melis-cim miii? Ben mi? Hay ben senin kedi canını yerim yer..

-Kız erkek Fatma bu çocukta kim ? Nerden  kafaladın bunu anlat hemen.

-Ya anne arkadaşımın sevgilisi fazla muhabbetimiz yok  ''selam,nasılsın'' o kadar.

- İyi aferin böylelerini kaptır sağa sola sonra aval aval ayran budalası gibi bak.

-Teyzeeeee!

- Ne teyzesi! çocuk senden bin kat daha bakımlı bir de kız olacaksın. Yolda görsem sümük atmam ki bu çocuk yine sana selam veriyor.

'' Meliiiss işte bu!! bu elbise tam sana göre kızım''

Bordo,omuzları düşük mini bir elbise..Gerçekten çok güzel duruyordu. Acaba bana yakışır mıydı? Beni kolumdan tuttukları gibi içeriye sürüklediler , kendimi deneme kabininde buldum. Elbiseyi ve deneme kabininde bulunan hafif topuklu antika ayakkabıya da giyerek kabinden çıktım. Aynaya bakmadan önce anneme ve teyzeme baktım. Ağızları kulaklarına varmıştı,anladığım kadarıyla yakışmıştı. Aynaya baktım ve gözlerime inanamadım. Bu ben miyim? Anladım ki çirkin kadın yoktur kendine ilgi göstermeyen kadın vardır. Ne kadar hoş gözüküyordum. Ben elbiseyi üzerimden çıkarmadan annem elbisenin ücretini vermişti bile. Ben 250 TL'ye kaç tane kıyafet alırdım ama neyse. Aslında daha ayakkabı bakacaktık ama hava yağmura dönüyordu. Sıçan gibi olmamak için ayakkabı işini hafta içi bir güne erteledik.

Eve gelir gelmez kendimi yatağa attım ve kalktığımda saat sabah 06.00 idi. Ağzımın suyu aka aka uyumuşum resmen. Yalnız bu sabah biraz farklı uyanmıştım. Neden? Nasıl yaaa? Ben şu an sabahın 6'sında neden Cem'i düşünüyorum. Bu normal değildi. Uyanınca aklıma gelmesi gereken kahvaltıda ne yiyeceğim olmalıydı. ''Kendine gel Melis'' diyerek kendimi sıcak suyun altına bıraktım. 





Tuzlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin