Siz Hiç Martı Olmadınız mı?

42 29 0
                                    


Yine güneşli ama bokumuza kadar donduğumuz bir pazartesiye uyandım. Saçlarımı sımsıkı tepeden at kuyruğu şeklinde topladım ve deodarantımı sıktım zira kokarca Ayşe gibi kokmak istemiyordum. Pek huyum değildir ama çıkmadan önce aynaya baktım gayet kezban gözüküyordum. Kapıyı sessizce kapatıp tabana kuvvet deyip evden çıktım. Dışarı adım atmam ile beraber kış mevsiminden nefret ettiğimi tekrar haykırdım. Allahım bu ne soğuktur ! Bu kış ayları sadece zenginlere güzel yahu. Oturacaksın şömine karşısında,kayığa kızağa bineceksin. Kar spor aracı olacak mesela,yolda kayıp çömleği kırdığın buz kalıntısı olarak kalmayacak. 

Yine geç kalmıştım. Ders zili çalmamıştı ama çalmak üzereydi. Müdür yardımcısı oğlan saçlı Nurhayat Hoca kısa etekli ve makyajlı kızları kenarıya çekiyordu. Benim öyle normal kızlar gibi makyajla işim olmadığı için ne yazık ki tedirgin olmadım. Ancak az ilerde Müdür Kemal Hoca erkeklerde saç sakal kontrolü yapıyordu. Nedense buradan geçerken daha tedirgin oldum. İnşallah beni oğlan sanmaz.

Koridorun sonunda olan sınıfıma girmek üzereydim ki kokona Melis benim suratıma simit parçası attı. Ne olduğunu anlamadım. Bir parça daha simit attı ve bütün yalakalarıyla birlikte kahkahalara boğuldular.  Sinirden parmağımın ucuna kadar kan akışını hissetim. O pasif,silik ben birden bir kabardım  1.63'lük boyum 1.70 oldu. 'kızım sen naptığını sanıyorsun??'

- Hiiiiiççç martıya simit atıyorum' dedi kişneyerek !

- ' Ne martısı ne diyorsun sen ?' dedim salak ve öfkeli bakışla

- 'Kaşların diyorum tek kaş,martı gibiler' dedi bütün koridorun önünde.

Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım. Herkes bana ezikmişim gibi baktı ve dakikalarca güldüler. Nöbetçi hocanın bile kendini gülmemek için zor tuttuğunu görebiliyordum. Ne tepki vereceğimi bilemedim. Döndüm arkamı hızla okul çıkışına doğru koştum. Sana gününü göstereceğim çakma sarışın ama o gün bugün değil..

Okul kapısından sağıma soluma bakmadan çıkarken ders zili çaldığını duyuyordum. Ani bir ses daha duydum bu fren sesiydi ve benim üzerime gelen lüks arabanın fren sesiydi. Orada donakaldım resmen elimin ayağımın eridiğini hissettim. Sürücü koltuğundaki genç çocuk arabadan inerek yanıma doğru geliyordu. Bana attığı her adımda dahada şok oluyordum çünkü ben kendisini tanıyordum..


Tuzlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin