Sinek Kaydı

39 22 0
                                    


Ertesi sabah alarmı 4 kez erteleyerek söve söve uyandım. Acele ederek hazırlandım ancak kaşlarım  yay gibi gözüksün diye saçımı iyice sıkı topladım. Montumu ve eldivenimi alıp koştura koştura merdivenlerden indim. Metroya doğru yürürken okulumun önünden geçen otobüsün geldiğini gördüm saniyelik olarak otobüse binmeye karar verdim. Belediye otobüsüne el attım ama boş olmasına rağmen durmadı. Beni görmedi . 'Lan ben kaşlarımı aldırdım,kaşlarımı!!!!' Hala mı siliğiz. İnsanlık için bilemem ama benim için çok büyük bir şey bu yaptığım. 

Yürüyen merdivenlerden inerken çantamdan kartımı çıkardım ve turnikelerden geçtim. Metronun sesini duydum ve merdivenlerden üçer beşer atlamaya başladım. Otomatik kapılardan içerdiye attım kendimi ve ortalığa şöyle bir göz gezdirip kendime oturacak yer buldum. Oturdum ve çevremdekileri dikizlemeye başladım. Vakit sabahın karga bokunu yememiş saatleriydi ve çevremdeki yaşıtlarım süslenmiş püslenmiş okulun yolunu tutmuşlardı. Bence bu olay bir başarıydı. Sabah kaçta kalkıyorsunuz ki saçlarınıza maşa, fön vs. yapabiliyorsunuz. ve de makyaj. Vallahi Bravo ! Ben beş dakika daha uyumak için telefonumun alarmınla dövüşüyorum.

Aval aval bakınırken diğer durakta Melis'in yalaka grubundan burnundan kıl aldırmayan Simge bindi. Yanındada kendi halinde bir kadın, belli ki işe gidiyordu. Hararetli bir şekilde aralarında konuşuyorlardı. Daha doğrusu kız çemkiriyordu kadın dinliyordu diyebilirim. Kadın çaresizce cüzdanından para çıkardı ve Simgeye verdi. Simge de sinirli bir şekilde parayı alıp bir sonraki vagona doğru ilerledi ve görme açımdan çıktı. Bir durak sonra okulumun durağına geldim ve indim muhtemelen Simge de inmiştir. Kadına göz ucuyla baktım boşalan koltuklardan bir tanesine yorgun halde oturdu. Morali bozuk olduğu aşikardı.

Yürüyen merdivenlere doğru giderken Simgeyi gördüm. Toplu olan saçlarını ve gömleğinin üstten bir düğmesini daha açmaya çalışıyordu. Arkasından okula doğru yürüyordum. Okulun kapısının yakınlarındayken Melis'in arabalarının yanaştığını görmüş olmalı ki hızlıca arabaya doğru yürüdü ve günün ilk yalakalığını yapmaya başlamış oldu. Onlarla kaşılaşmamak için biraz telefonumla ilgilendim tuş kilidini açıp açıp kapadım amacım biraz oyalanmaktı. Gözden kaybolduktan sonra bende ağır adımlarla sınıfa doğru yürüdüm. Dünkü olaydan sonra açıkcası çekiniyordum. Acaba ne tepki vereceklerdi ? Çok değil iki üç dakika sonra öğrenecektim.

Yere baka baka yürüyüp sınıfa girdim ve yerime geçip oturdum. Melis ve Melis'in bütün yandaşları kahkahalarla gülmeye başladılar. Sınıfın koyu ergenlerinden Burak bana doğru elinde bir şişeyle geliyordu. Diş tellerini göstere göstere sırıtarak bana kolanya uzattı.

- sıhhatler olsun bacım,sinek kaymış maşallah maşallah

  Ulan resmen yerin dibindeydim. Kokarca Ayşe bile gülüyordu, kolonyayı bırak suyun varlığından habersiz bastıbacak bile benle dalga geçiyordu. Nasıl bir cehennemdeyim ! Napacağımı bilemedim. Melis'e dün manitasının arabasında kuaföre gittiğimi söylesem böyle gebeş gebeş gülebilir miydi acaba. Bence bana inanmazdı hatta daha çok gülerdi.

'Yeter artık' dedim sert bir tavırla. ' cevap vermedikçe üzerime gelmeye devam ediyorsunuz'

Verdiğim tepkiyi dikkate almayarak içlerinden bir ses 'ooo karşılıkta veriyor'dedi ve beni bozdu attı. Tam cevap vermeye hazırlanırken Rehber hocamız Nil Hanım içeriye yanında bizim yaşlarımızda kız ile girdi. Kız gayet güzel kıvırcık bonus saçlı, cool  görünümlü birisiydi. Melis'in grubuna yakışacak popüler olma potansiyeli olan kızımızın adı Ceren imiş. Muğla'dan taşınmışlar yeni sınıf arkadaşımız olacakmış. Açıkcası fazla ilgilenmedim,benim arkadaşım olmayacaktı çünkü. Nil hanım Ceren'i kısaca tanıttıktan sonra sınıftan çıktı ve Ceren  bana doğru yürüdü. 

- Yanın boş mu?

Ben şaşkınlıkla 'evet' dedim. Şaşırdım çünkü böyle tipler genelde kendi gibi dikkat çeken kızlarla takılırlardı. Erkekler ağızlarından akan salyaları temizlerken yeni gelen arkadaşımız yanıma yerleşiyordu. 



Tuzlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin