2. BÖLÜM

3.2K 166 91
                                    

Hayat yapamadıklarından duyduğun pişmanlığın sana verdiği dersten ibarettir.Ben bu dersi çok kere almıştım ve şuan ezberim kuvvetli olsun diye olsa gerek kader bana bunu tekrar ettiriyordu.

Şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biridir keşke demek. Keşke şunu yapsaydım, keşke şunu yapmasaydım ,keşke şöyle söyleseydim. Eeeh sikerim ama ,madem onu düşünecek kadar aklın var o zaman zamanında yap değil mi kardeşim?

Sinirliydim kendime. Birisi şuan gelip bu kadar şerefsiz olduğun için seni önce öldürüp sonra parçalara ayıracağım deseydi "Sen zahmet etme ben kendimi keserim." diyecek bir ruh halini yaşıyordum.

Niye diye sormayın.Çünkü sayın amınakoduğum Behram bey,diğer bir adıyla gavat ben,o günün sabahında yapılacaklar listesine şuan kendime olan öfkeme kaynak olan bir madde koymuştum;

*Selin'den ayrıl.*

Kafamdaki bu listeyi bıçakla kesip atmak mümkün olsaydı haberi aldığım an keser atardım.Aslında hala atabilirim ama komple kellenin gitmesi için gereken göt bende yok.

Kızgındım çünkü kızdan ayrılacaktım.Ya biz ayrıldıktan sonra olsaydı böyle bir olay,ben kesin intihar ederdim.Bu konudan hiçbir şekilde şüphe duymuyorum.

Aslında bu çok garip değil. Hatta yaptığım şey ahlakî bir olay bile sayılabilirdi.Ayrılmak istiyordum çünkü içimdeki o hoşlantının,aramızdaki çekimin kalktığını hissetmiştim ve hem onu hem kendimi kandırmamak,öz saygımı kaybetmemek için böyle bir yola başvurmak istemiştim. Ama kader siz planlar yaparken öyle gülüyor ki üstünüze.Neden gülmesindi gerçi?Haklıydı.

Sen ayrılma planı yaparken sana vurduğu tokat, hayatını yerle bir edecek düzeyde ise buna ancak saygı duyulur.Kaderin önünde reverans yapma fikri aklıma gelince burukça gülümsedim. Sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.


                            ***

Uyanıp hastaneye gittiğimde gördüğüm manzara gözlerimden yaşların sicim gibi boşalmasına sebep oldu.

Fatma anne ağlıyordu Engin babanın omzunda. Birşeyler koptu içimden ,gözlerimden gelen yaşlara eşlik ederek. Ağlayarak gittim yanlarına, sorar gözlerle bir doktora bir Selin'in ailesine bakarken doktor konuştu:

-"Üzgünüm, onu kurtaramadık.Hastanın beyin ölümü gerçekleşti.Ben.." Hepimiz biliyorduk ki beyin ölümünün dönüşü yoktu.Nefes alarak devam etti. "Ben böyle bir anda böyle bir konuyu konuşmak istemezdim ama,mutlaka sormam gerekiyor."

-"Uzatmasana doktor, söyle ne söyleyeceksen." diye o anki duygularımın da esiri olarak hiddetle çıkıştım doktora.

-"Peki..Hastanın beyin ölümü gerçekleşti ancak diğer organları hala faal halde. Organ bağışı konusunu sizinle konuşmak için gelmiştim.Bu ciddi bir konu ve hızlı hareket edilmesi gerekli."

Bir anlık sessizlik kapladı ortalığı. İç dünyamda ,yaşadığım acının da etkisiyle aklımdan ilk geçen şey şu saçma düşünce olmuştu;
"Ne yani sevgilimi paramparça mı edecekler?" O anki kafanın etkisi olduğunu biliyorum,bu kadar sığ bir kafada asla değildim.

Mantığım duygularımın yerine de çalışmaya başlayınca aklıma geldi ki Selin toprağın altına girse bile bir parçası bu dünyada yaşayacaktı.Ondan bir parçaya, her ne olursa olsun, yakın olmak hissi içime yakıcı bir ferahlık vermişti. Bir insanı ölümden döndürmüş olma ihtimali de cabasıydı.

BENİ SEV KALBİMİ DEĞİL(EŞCİNSEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin