3. BÖLÜM

2.8K 166 61
                                    

Eve gelmiştik,mezarlığın soğuğu muydu içime işleyen yoksa hazan rüzgarları mı? Bilmiyorum. Tek bildiğim orada saatlerce kaldığımız.Elif ve Sinan da gelmişlerdi benimle eve kadar. Sağolsunlar.Ne yapmam gerektiğini bilemedim ,hazırlanıp Fatma anamın yanına mı gitmeliydim,yoksa onlara görünüp de acılarını katlamamak için bir süre beklemeli miydim?

"Üçüncü seçeneği unuttun." dedi iç sesim ? Ne olduğunu sorunca cevapladı;

-"İntihar.İntiharı unuttun.Bu dünyadan ayrılarak bu problemi kökünden çözebilirsin."

Haklıydı, şimdilik bir kenara koydum bu ihtimali,o cesaret henüz yoktu.Sinan ve Elif de ıslanmışlardı benim gibi.Onlarla ilgilenmem gerektiğini düşündüm.Sonuçta saatlerce benimle kalmışlardı orada ve tek kelime şikayet etmemişlerdi,ne soğuktan ne mezarlıkta bulunmaktan.

Yatak odasına girdim temiz kıyafetler almaya,ancak anında anılarımız hücum etti kafama. Şuradaki yaprak desenli yatak örtüsüne uzanıp gözlerimiz tavanda birbirimizin yanında olmanın keyfini çıkarırdık,defalarca aynı sabaha uyandığımız hatrıma düştü.Odanın maviye çalan duvarlarındaki boyayı o seçmişti,beraber boyamıştık. Köşedeki işlemeli ahşap dolabın önünde her sabah erkenden beni giyindirir.Hoş sözleriyle bezer ve gitmeden de dudaklarıma busesini kondururdu.

Dolabın önüne geldim yavaş adımlarla,ıslak saçımdan alnıma yaşlar süzülürken gözlerimin de aynı duruma gelmesini istemiyordum. Dolabı açtığımda burnuma dolan kokuyla gözlerimi kapattım. Bu güzel rayiha sol tarafımdaki sızıya bir saniyeliğine dur dedi ve beni geçmiş günlere götürdü.Beni burada öptüğü günlere..Gözlerimi açtığımdaysa sol tarafımdaki sızı tekrar yerini aldı.

Evin sıcak olduğunu da göz önüne alarak ince bir bluz geçirdim elime.Selin'den kalma bir bluz.Şöyle bir içime çekeyim kokusunu dedim ki,neredeyse bayılacaktım. Burası bana dar geliyordu. Sinan için de uygun bir tişört bulup aceleyle odadan çıktım.

-"Şunları giyinin de ,hasta olmayın canlar." diyerek giyecekleri verip mutfağa gittim.Yiyecek bir şeyler var mı diye buzdolabına baktığımda gördüğüm şey uzay boşluğuna benziyordu ve "tam takır kuru bakır" tabirine tam manasıyla uyuyordu.
Elif girdi içeri. İlk anda üstündeki bluzu görünce Selin'in canlandığını zannettim.Gözlerimi şaşkınca açmış olacağım ki ,Elif sordu;

-"Behram ..bembeyaz oldun. Niye uzaylı görmüş gibi bakıyorsun?"

-"Bluz.." dedim sakince. "Bluz Selin'indi. Böyle görünce garipsedim."

Bir anlık sessizlikten sonra,

-"Ha pardon..İstersen çıkarayım."

-"Yok yok çok yakışmış." dedim gülmeye çalışarak. İşe yaramadığını biliyordum çünkü yüz kaslarım felç geçirmiş gibiydiler ve gülme komutuna uyduklarını da hiç zannetmiyordum.

-"Ben bir markete kadar gideyim de bir şeyler alayım. Aç ayı oynamaz." dedim. Basbayağı oynardı tabi ama şuan bunu kendimle tartışacak enerjiyi bulamıyordum.İç sesim de buna ses çıkarmamıştı zaten,sağolsun.Halden anlayan iç ses de ilk bunu gördüm.

Marketten aldığım sebzelerin bir kısmını dolaba doldurmuştu Elif, bir kısmıyla da şuan burnuma bayram ettiren yemeği yapmaya koyulmuştu. Biz de o sırada Sinan'la birlikte ne yapmam gerektiğini konuşuyorduk.

-"Abicim bence onları yalnız bırakma. Zaten hepiniz çekeceğiniz kadar acıyı çekmişsiniz.Sen de git yanlarına. Senin gitmenle daha ne kadar acı çekebilirler ki?" diyerek mantıklı bir soru yöneltti Sinan.

-"Ne bileyim. Ya ben.. Bana onu hatırlatan her şey acıyan yerime bir kesik daha atıyor Sinan. Onlar da daha fazla acı çekecekmiş gibi hissediyorum. Bir yandan da onları yalnız bırakmış olacağım gitmezsem.Offf .. " diye iç çektim. Kullandığım cümleler zaten elektrikleri kesik olan içimi daha daha da karartmıştı.

BENİ SEV KALBİMİ DEĞİL(EŞCİNSEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin