BÖLÜM 28: ACI

45 10 0
                                    


14 Kasım 1987


'Güçlü bir ışıklandırma, gece yarısı. Heryerde spot lambaları. Lunaparkın her oyuncağı rengarenk. Dönme dolap kendi halinde dönüyor, çarpışan arabalar birbirlerine çarptıkça daha fazla hırsa geliyor. Korku tüneli sırası bekleyen aileler. Kaleciye gol atınca kazanılan sigaralar. Ve atlı karınca. Çocukların favorisi. 6 tane at, 5 tane daha küçük hayvanlar var. Daha dün annemizin kollarında yaşarken şarkısını mırıldanıyor atlı karınca. İnen çocuklar bir daha binmek için ailelerine ağlıyor. Cansu babasının elinden zorla götürmüş belli ki babası "kızım daha az önce bindin" diye söyleniyor. Annesi "Bırak binsin  niye geldik ki buraya" diye anlayışla yaklaşıyor. Cansu hemen beyaz iri bir atın sırtına biniyor. Daha dün annemizin kollarında yaşarken şarkısı eşiliğinde atlar yeniden dönüyor. Cansu "Baba baba" diye el sallıyor. Babası ve annesi kenardan onu izliyorlar. Cansu hayatının en mutlu gününü yaşadığını düşünüyor.'

Bir daha atlı karıncaya binmemiş olan Cansu Kenan'ın peşine takılarak polis karakolunun yolunu tutuyor. Kenan'a sahip olduğu için mutlu ama Kenan kendisine sert davranınca aklına üvey babası geliyor.

- Nerede idi bu karakol?" diye soruyor Kenan. Cansu " Hemen şu sokağın arkasında olması lazım" diyor. Kenan " Peki karakoldan sonra nerede kaldın?" diyor. Cansu" Polis memuru Kazım bey vardı. Beni yukarı sokakta bir kadın sığınma evine yerleştirdi. Sağolsun orada çok iyi bir müdire hanım vardı" dedi.

Kenan" Çok şey çekmişsin ama bu anlattıklarını doğru yapmıyor. Seni ne kadar sevmek istesem bir okadar beni pişman ediyorsun " diyor. Cansu suratını yere düşürmüş bir halde " Bana kızgın olduğunu biliyorum seni bırakıp gittiğim için ama bu konuda sana yalan söylemiyorum, inan bana" diye söyleniyor. Kenan biraz sinirli birazda ne yapacağını bilmez halde cebinde son kalan sigarasını çıkıyor ve yakıyor. "İçmesen olmazmı ?" diyor Cansu hafif öksürerek. " Olmaz zaten canıma tak etti bugün. Bunuda içmesem deliririm" diyor Kenan dumanı Cansu'nun olmadığı tarafa üfleyerek. 

"Biliyormusun bir çocuğum olsaydı adını ne koyacaktım?" diyor Kenan hasret dolu ses tonuyla. Cansu" Bilmiyorum sevgilim ne koyardın?" diyor. Kenan " Mert koyacaktım . Mert bir adam olsun kimseye zarar vermesin, hep hakkımızı savunsun diye". Cansu "Güzel isim ama ben daha çok Ali veya Ömer koymak istemişimdir" diyor ve "Ama sonuçta çocuğu ben taşıdığım için karnımda benim önerim dikkate alınırdı demi sevgilim" diyor . Kenan Cansu'ya bakıp gülümsüyor ve " Kızamıyorum ki sana, gözlerinin ışığında kayboluyor tüm yoksunluklarım" diyor ve sıkı sıkı Cansu'ya sarılıyor.

Karakola geldiklerinde kapıdaki polis memuru ne için geldiklerini soruyor Cansu " Kazı bey vardı. Onunla görüşmemiz lazım "diyor. Memur onları beklemeleri için koridordaki sandalyelere yönlendiriyor ve  " Ben Kazım beye bakıyım siz burada bekleyin" diyor. 

Kazım koridora geliyor ve kepekten bir türlü kurtulmayan saçlarını kaşırken" Seni hatırlıyorum Cansu Koç'tu değil mi?" diyor. Cansu başı ile onaylıyor onu. Kenan araya girip  olayı kısaca anlattıktan sonra:

- Evet hanımefendi bize gelmişti" diye Kazım ve "olayı araştırdık ancak hastane yalanlıyor durumu. Bebeğin öldüğünü iddia ediyorlar.

- Ama bize de hiç hastaneye gitmediğini söylüyorlar.

- Belki farklı kişilerle görüşmüşsünüzdür. Olayı tekrar komiserime intikal ettireyim bakalım neler çıkacak" diyor Kazım ve burada beklemelerini söylüyor.

Yaklaşık yarım saat sonra Kazım endişeli bir şekilde geliyor. Sanki kepekleri onu biraz daha fazla rahatsız etmişcesine:

- Efendim konuyu tekrar araştıracağız ama sizin hastaneye gitmeyi bırakmanız gerekiyor. Hastane Cansu hanımdan şikayetçi olmuş.

- Nasıl yani" diye atılıyor Cansu.

- Herhalde son gittiğinizde biraz olaylı olmuş.

- Kesin bir şey saklıyor bunlar" diyor Cansu ve "Bebeğimi çaldılar şimdi de üstünü örtmeye çalışıyorlar.

-Efendim öyle bir şey varsa kayıtlarda kesin çıkar. Kayıtları silecek değiller. Siz şimdi gidin biz bir etraflıca araştıralım size bilgi verelim" diyor Kazım ve yanlarından ayrılıyor.

Cansu koridora çöküyor ve ağlamaya başlıyor. Kenan "Cansu ağlama artık. Bu olay çok canımı sıkmaya başladı." diyor ve karakolun dışına çıkıyor.

Ne yapacaklarını bilmeden karakolun sokağında öylece duruyorlar. Cansu "gidiyorum ben" diyor ve sokağa atılıyor. Kenan şaşırmış halde " Nereye gidiyorsun Cansu" diye bağırsa da Cansu koşar adım uzaklaşıyor.

**

Akşam olmaya yüz tutmuş gökyüzü, hava hafiften esiyor. Rüzgar yerdeki toprakları sağa sola atıyor. İnsanlar tamamen inzivaya çekilmiş, birkaç kişi dışında hepsi susmuş oturuyor. Birisi elinde bir kitap ağlıyor, diğeri kendini topraklara bırakmış ağlıyor. Elinde ufak bidonlar su taşıyan çocuklar ziyarete gelenlerin yanına koşuyorlar birkaç lira koparmak için. Ağaçların sıklaştığı bir yerden cılız ve üzüntülü bir ses geliyor.

" Anne , Baba çok yalnızım. Bana bir yol gösterin" diye ağlıyor Cansu mezarın üstüne kapaklanıyor. " Siz gittikten sonra çok eksik kaldım, yalnız kaldım. Neden bırakıp gittiniz beni" diye ağlamaya devam ediyor.

"Cansu" diye bir ses duyuyor. Kafasını kaldırdığında karşısında Kenan'ı görüyor. "Nasıl buldun beni?" diye soruyor Cansu.

- Hep buraya gelmez misin? Ne zaman benden kaçsan seni burada buluyorum unuttun mu?

- Başka nereye gideyim ki? Evim ailem her şeyim burada toprağın altında. Neden Ben Kenan? Neden ben?" diye haykırıyor Cansu.

Kenan ne diyeceğini bilmiyor. Cansu'ya sıkı sıkı sarılıyor."Bilmiyorum Cansu bilmiyorum, bildiğim birşey varsa sana olan sevgim" diyebiliyor.

Hava kararmaya başlıyor. "Hadi gidelim Cansu, eve gidelim. Yarın tekrar geliriz karakola. Sana ne kadar inanmak istesem de bir tülü uyuşmuyor anlattıkların. Ya delisin yada çok acı bir gerçeği yaşıyoruz" diyor Kenan ve Cansuyu zorla mezarlıktan uzaklaştırıyor. Ama Cansu'nun bedeni ailesini terk ederken yıllar önce gömdüğü yüreği bırakmıyor ailesini.

**

'Babacığım bana o çok sevdiğim bebeği alırmısın? 

- Hayır Cansu, Yeterince bebeğin var zaten.

- Ama baba" diye ağlamaya başlıyor Cansu.'

Cansu her mezarlığa geldiğinde son gece konuştukları ve ısrarla babasından bebek isteyişini hatırlıyor. Eve giderken aklından birtürlü çıkmayan anıyı. O gece babasını çok zorlamış çok ağlamıştı. 'Keşke o gece tüm aileme sarılmaktan başka birşey yapmasaydım' diye düşünüyor. "Kenan , biliyormusun son gece ben saçma bir bebek yüzünden saatlerce ağladım. Aileme küsmüştüm. Keşke onlara sarılıp sonsuza kadar bırakmasaydım onları" diyor ve Kenan'ın omzuna yatıp ağlamasına sessizce devam ediyor.

 Keşke onlara sarılıp sonsuza kadar bırakmasaydım onları" diyor ve Kenan'ın omzuna yatıp ağlamasına sessizce devam ediyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KADER - (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin