BÖLÜM 31: ŞÜPHE

47 8 1
                                    

Sema telefonu kapattığında Belinda hemen toparlanmaya başlamıştı. "Hemen gitmemiz lazım Sema" dedi. Sema şüpheci tavırla " Bu çocuğa ne kadar güveniyorsun? Hem niye birisi ailenin evini dağıtsın?" diye çıkıştı. "Bilmiyorum" dedi Belinda ve " Arıyorum anneme ulaşamıyorum zaten dedi.

Hemen arabaya binip kendilerini Moda sahilindeki apartmanın önünde buldular. Hava sıcaklığı nemin etkisiyle iyice rahatsız etme seviyesine ulaşmıştı. Rüzgar çok hafif esiyordu. Belinda arabasını apartmanın önünde hızlı bir şekilde park etti. Hızla apartmandan yukarıya doğru koştu. Dairenin beyaz kapısı sonuna kadar açıktı. Çok ilginç olan apartmandan başka ses çıkmıyordu. Karşı dairelerinde kapıları açıktı. İçeriye büyük bir hızla girdi. "Anne annee" diye bağırdı ama ses yoktu. Koridordaki eski vazo, içerideki kanepeler, yemek masası herşey devrilmişti. Avizeler yere düşmüş, avizelerin süslerinde kullanılan kristal toplar yerlere dağılmıştı. 

Duvardaki televizyon yere devrilmiş, yanında duran kitaplık paramparça olmuştu. Salonun köşesinde bulunan şöminenin üzerindeki yağlı boya resmi şöminede yanmıştı.

Dolapların tüm çekmeceleri yere boşaltılmış, yatak odasındaki gardırop yere yıkılmıştı.

"Sema polisi ara hemen" diye bağırdı Belinda. Telefonunu çıkardı. Annesini aradı üst üste aradı ama ses yoktu. Yatak odasına gitti. Odayı dağıtan kişi aradığı şeyi bulamamıştı belli ki odanın her köşesini itina ile dağıtmıştı. Yatak odasında yatağın arkasındaki duvardan bir şey parıldadı gözüne. yatağı hafifçe iteledi. 

Duvarın bir kısmı sanki sonradan yapılmış üzerine alçıpanla normal süs verilmişti. Yerden aldığı abajurun üstüyle duvara bir kaç kere hızlıca vurdu ve alçıpan dağılıverdi. İçeride bir kasa vardı. Beyaz ufak bir kasa. Tuşları siyah deridendi. Açmaya çalıştı ama şifreliydi. "Acaba aradıkları şey bu kasa mıydı?" diye söylendi. 

Şifre ne olabilir di ki? Annesi ne koymuş olabilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şifre ne olabilir di ki? Annesi ne koymuş olabilirdi. "Doğum günleri, özel günler" diye söylenip aklına gelen şifreleri denedi ama nafile açılmadı. "3-5-6-2-3" diye istemsizce aklına gelen rastgele bir sayıyı denedi "tıkırtt" diye bir ses duyuldu ve kasa açıldı. "Nereden biliyorum ben bu şifreyi" diye söylendi. Kasanın içinden bir cd ve ufak bir not çıktı. Notta:

"Sevgili kızım Belinda. Eğer sen bu notu bulduysan işler umduğum gibi  gitmemiş demektir. Cd de izleyeceğin talimatlar var. Tek başına izlemeni öneririm. Sevgiler seni çok seven annen" yazıyordu. Belinda ağlamaklı oldu ama annesine ne olduğunu bilmediği için karmaşık duygular içinde CD yi  çantasına attı ve yaklaşan polis sinyallerini karşılamak üzere kapıya yöneldi. 

Polise olayı anlattıktan sonra Sema ile birlikte arabaya bindi. " Derneğe gidelim ne yapacağımızı düşünelim" dedi Sema. Belinda "Annem nerede peki? Ev dağıtılmış ama boğuşma izi yok. Belli ki eve gelenler annemin olmadığı bir sırayı kollamışlar." dedi ve " Nuri amcayı arayım belki o biliyordur" dedi. Telefonunu çıkardı ve ısrarla aramasına rağmen telefonun kapalı olduğunu gördü. 

Semaya  döndü ve ağlamaklı oldu "Ya annemin başına birşey geldiyse" dedi. Sema kararlı gözlerle Belinda'ya bakarak " Onu buluruz merak etme dostum. Belkide dediğin gibi evde bile değildir olay yaşanırken"dedi.

Sema kullanıyordu arabayı. Ferit Tek sokağındaki evin önünden ayrılırken direksiyonun yönünü moda caddesine kırdı. Caddede bir süre yavaş ilerledikten sonra Rıza paşa sokak istikametine dönüp hızlı bir şekilde sahilin yanında ki isparka arabalarını park ettiler ve derneğe doğru yürümeye başladılar.

"Size zarar vermek isteyen birileri var mıydı dostum" dedi Sema . Belinda yavaş yavaş kendine gelen ses tonuyla Semanın koluna girdi ve " Yoktu dostum. Kim olsun? Daha düne kadar o kadar sakin bir hayatımız vardı ki zaten. Derneğe de o yüzden katılmıştım" dedi. Sema gülümseyerek "Ta ki bu çocuk hayatına girdi" dedi. Belinda gülmek istemiş ama hafif kızarmış yanaklarından göz yaşları süzülmeye başlamıştı birden. " Peki o gün bulduğumuz şeyi konuşacak mısın Ömer'le" dedi Sema. "Konuşmayı düşünüyorum ama sende gördün bulduklarımızı. Anneme sormadan olmaz. Onunla konuşmam gerek önce"dedi Belinda ve "Ama bugün biraz ağzını ararım" diye ekledi.

Derneğe vardıklarında kendilerini her zamanki oturdukları masaya zor atmışlardı. Belinda telefonunu çıkardı. "Ömer'İ aramalıyım" dedi ve rehberinden Ömer'i buldu.

" Alo Belinda, nerelerdesin seninle hemen görüşmem gerekiyor" dedi Ömer hızlı bir şekilde. "Ömer benimde seninle konuşmam gerekiyor.Derneğe gelebilir misin konumu atayım sana" dedi ve telefonu kapattı Belinda.  Sonra derneğin konumunu gönderdi ve kafasını yorgunluktan masaya yasladı.

Sema masadan kalktı "Sen dinlen biraz dostum ben bir araştırayım belki gören duyan olmuştur bu olayı"dedi ve içeriye girdi.

İsa elindeki çaylarla Belinda'nın yanına yaklaştı ve bir bardak demli çay uzattı. " Abla al çay iç. Çay seni rahatlatır"dedi ve uzaklaştı. Belinda denizin kendi içinde debelenişini izlerken bu kadar karmaşık bir işin içine nasıl girdiğini düşünmeye başladı." Ben çay içeyim en iyisi" dedi ve sessizce ağlamaya başladı. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KADER - (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin