Hmm... İyiymiş

1.8K 41 0
                                    

Eve gittiğim de ilk iş bilgisayarımı açmak olmuştu. Berk Bey hakkında bilgi toplamalıydım. Facebook,twitter,ask.fm,connected..... Aklınıza gelen her şey. Tüm hesaplarını buldum. Çok kapsamlı bir araştırma yaptım. Binlerce tweetini okudum. Arkadaşlarının hesaplarına baktım ve anonim olabileceğimi sitelerden konuşmaya başladım. Biraz meraklanmasını istedim sadece. Ve birazda merakımı gidermek. Aylardır kullanmadığı hesaplara bi şeyler yazıp bıraktım. Cevap aldığımda yüzümdeki ifade anlatılmaz bi şekil almış olmalıydı. Sevgilisinin olmadığını öğrendiğimde iç sesime sinirimi boşuna bozmuşsun amk ben haklıyım YİNE demiştim. Sadece bir gün içerisinde müzik zevki,en sevdiği yemek,renk,sayı,spor,arkadaşları,ailesi.... Ne varsa öğrenmiştim. Muhabbet olsun diye bi kaç konu hakkında düşüncelerini de sormayı ihmal etmemiştirm tabii. Düşünceleri beni şaşırtmamıştı. Kendine güvenen,nazik ve açıklayıcı cevaplar veriyordu. Ondan bekledigimse tam olarak buydu. Okul basket takımının kaptanı olması onu etkileyici olmaktan ulaşılmaz olana doğru sürüklüyordu.

Pekii bu ulaşılmazlık beni nereye sürükleyecekti ?

Onunla tanısmam lazımdı bunu yapmalıydım. En azından varlığımdan haberi olmalıydı. Çünkü onun varlığı beni oldukça etkiliyordu. Şimdiden ona şiirler yazmaya baslamis biri olarak,acınası bi haldeydim. Ortak onlarca noktamız vardı en azından arkadaş olabilsek çok iyi anlaşacaktık. Ama elbetteki o yeri olan okulun havalı kızlarıyla takılıyordu. Kız arkadaşları oldukça fazlaydi.

Kızlarınsa tek düşündükleri 'Berkle çıksam popülerliğim tavan yapar. Zaten bu aralar gelen çıkma teklifi sayısı da düşüşte.'

Çevresindeki kızların hepsinin böyle düşündügüne yemin edebilirdim. Berk in sadece adını ve popülerliğini önemsiyorlardı. Berkse çekici,güzel olanları. Ben onun önemsediği kızlar kategorisinde değildim.

Okulda geri kalan haftayı -bundan sonra da olacağı gibi- Berk i düşünerek ve ona bakarak geçirmiştim. Ona olan ilgimi bizim şirretuslar anlamışlardı. Genelde onların hepsinin gözü okulun tartışılmaz en yakışıklısı olan Anıl da olurdu ama demekki bu sefer fark edilmişim. Anıl gerçekten okulda tavlayamayacağı kız olmayan tek kişi. Herkesin tanıdığı,tanışmak istediği havalı çocuk. Uzun boyu ve iyi bi vücudu olduğu kesin. Gelen modellik tekliflerini ise sayısalcı edasıyla reddetmek de üstüne yoktur. Egosu ise ağırlık yapan cinstendi.

Anıl veya diğerleri umrumda değildi. Ya da benden hoşlanan birileri. Gerçekten çok sevimli olduğunu söylemeliyim ama Berk den başkası benim için düsünulesi bile değil. İç sesimin iyi tarafı baskın gelmiş olacak ki

'o sürtükler bile onun yanındayken senin ondan uzakta durman bana da artık bi adım atman gerektiğini söylüyor hadi ama Göksu sadece tanış kimse sana çıkma teklifi et demedi ki'

İç ses yine haklıydı. Bir de kızlarla konusmaliydim -günde onlarca kez konuşmama rağmen-

Haftanın son günü kararımı alıp haftaya uygulamalıydım.

Cuma günü kararimi vermiştim. Haftaya Berk le tanışacaktım. Nasıl konuşacağım hakkında en ufak bi fikrim yoktu. Kendimi rahatça ifade edebilen biriydim. Herkesle çekinmeden konuşabilirdim. 3"U'' dan da hatırlayacağınız üzere utanmak bana göre değildi. Ama konu Berk olunca karşısında söyleyecek hiçbir şey bulamıyordum. Biraz meraklandırmıştım onu ve yanına gelmemi istiyordu. Bir anonim olarak umutlanmamalıydım. Ama haftaya kesinlikle tanışma olayını gerçekleştirecektim.

-15-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin