2.9 "Bir yüzük ve dava meselesi"

7.5K 616 259
                                    

-"Be- ben."

-"Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama benim düşüncem o boşanmanın olmaması yönünde. Bunu anlasanız iyi olur."

Sibel, Çağatay' ın çıkışından dolayı boş gözlerle ona bakıyordu. Kız kardeşine çok üzülüyordu. Ne yapabilirlerdi hiç bilmiyordu her şey çok karışıktı özelliklede bu adam.

-"Ablama karşı biraz daha nazik olabilirdin."

Nur daha fazla dayanamamış Çağatay'a cevap vermişti ama Çağatay'ın onu taktığı ve ya sözlerini dinlediği mi vardı ki?

-"Ne yapacakmışım ne yapacak?"

-"Ablam o ve misafir ya hani."

-"Misafir! Ulan misafir gelmiş ablan seni benden en hızlı ne zaman boşayabilir diye arkamdan iş çeviriyor."

-"İş çevirmiyor arkandan. Ben istiyorum boşanmak. Ben, Çağatay."

-"Ama  ben boşanmak istemiyorum güzelim. Onu ne yapacağız?"

Nur, Çağatay'ın sözleriyle beraber gözlerini yeşil gözlerden hızla kaçırdı ve ayakta mahçup, bir şekilde duran ablasına baktı özür dilerim dermişcesine.

-"Abla ben çok özür dilerim kusura bakma."

-"Nur tamam canım sorun değil . Ben gitsem iyi olur."

-"Ab--"

Sibel hızla mutfağı terkederken Nur ise Çağatay'a attığı kötü bakışlardan sonra hemen koşarak ablasının peşinden gitti. Zaten daha yeni gelmişti ve ilk defa gelmişti. Şimdi böyle ani ve hızlı gitmesine gönlü razı gelmezdi.

Çağatay, Nur'un ablasının gidişine bir şey diyememiş sadece Nur" la kendisini boşamak için ayarlanan olayı duyunca sinirlenmişti. Hatta şuan  aklında bir tek bu olay vardı.

-"Abla dur lütfen!"

-"Buse, Berat yürüyün çocuklar gidiyoruz."

-"Ablacım Nur başka zaman yine uğrarım olur mu sen çok üzme canını."

Hiçbir şeyden habersiz olan iki çocuk elleri dolu bir şekilde annelerinin yanına hızla geldiler ama Sibel çocuklarının elinde gördüklerine sinir olup ellerinden aldı yiyeceklerini ve masanın üzerine bıraktı. Ardından iki çocuğunun elinden sımsıkı kavrarken kardeşine, Nur' a doğru baktı ve gülümsedi.

-"Ben seni ararım ablacım" diyip açtığı kapıdan hızlı adımlarla çıkışa doğru ilerledi.

Nur ise çaresiz ablasının gidişine bir şey diyemedi. Bu sabahın onun için zehir olmasına neden olan Çağatay'a çok sinirlenmişti.
İstemsiz kendi kendine mırıldandı.

-"Boşanacağım elbet senden kurtulacağım bir gün, belki birgün hiçbir şey yapamayacaksın."

###

~1 AY SONRA~

Üzerine giydiği bol pantolon, siyah uzun trenç ve siyah şalla uyumunu tamamlamıştı.
Bugün o gündü, ilk dava günü. Beklenen gün gelmişti. Bugün belki de boşanacaktı Çağatay'dan. Belki de o boşanamayacaktı ve dava da uzayacaktı. Nur, derin bir nefes aldı ve başörtüsünü düzeltti. Korkuyordu...Titriyordu...

A ş k ı n   A c ı   H a l i  / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin