Acı, vücudundaki damarlarının her birine, yavaş yavaş iyice yerleşirken Nur ise ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. Bu olanlar...Hayatında onca olan bu olaylar, gücünü tüketmişti. Nedense nefes alamadığını hissediyordu artık.O asla adamın canını yakmak istememişti. Kendisine acı çektiren adam gibi o da, aynı şekilde adama acı çektirmek hiç istememişti fakat ortada olan bir duygu vardı ki onun yüzünden her şey ama her şey alt üst olmuştu çoktan.
Çıkan haber Nur' u fazlasıyla korkuturken aslında korktuğu tek şey adamın haberi duyduktan sonra dahada çok kötü olmasınaydı. Kimsenin kendi yüzünden kötü olmasını istemiyordu çünkü. Ne kadar birisi ona kötülük yapsada o kişiye karşın yinede kin tutamıyordu Nur. Düştüğü yerde ne kadar süre kaldığını bilmeden ayağa kalktı. Böyle olmuyordu. Daraldığını hissediyordu. Sanki birisi boğazından sımsıkı yakalamış ve sıkıyordu.
Komidinin üzerinde duran başortüsünü alıp güzelce başına bağladı. Ardından sarsak adımlarıyla birlikte odasından çıktı. Uzun koridoruda geçtikten sonra, merdivenleride inerek mutfağa girdi. Bahçeye doğru açılan kapısının kulpundan tutup açtığı gibi kendini mis gibi soğuk esen rüzgarın ve bol oksijenin bulunduğu ortama, yani bahçeye atıverdi.
En azından birazcıkda olsa, sanki boğazına yapışan eller çekilmişti. Nur, artık tükenen göz yaşlarıyla birlikte bahçede bulunan salıncağa doğru ilerledi ve oturdu. Esen soğuk rüzgar, üşümesine neden olsada, kollarını etrafına sararak ısınmaya çalıştı o yinede.
Aklı çok karışıktı. Kerem' in böyle bir atak yapması ise aklını iyice karıştırmıştı. Bir anda nedensizce Nur düşünmeye başladı. Acaba Kerem' in, benim kocam olan ama artık eski kocam olacak olan adamla ne işi var? diye.
Eski kocam! Nur işte en çokta buna alışabilecek miydi? Onu çok merak ediyordu. Hoş o daha boşanıp boşanmama arasında bile, bir karar vermemişiken...
...
Çağatay, arabasını sahil kenarına parkedip, onu kayalıklarda oturarak bekleyen adamına doğru yavaş adımlarla ilerledi. Bütün morali sıfırdı. Ne yapacağını hiç bilmiyordu ve 15 gün sonra ise gitmek zorunda olduğu bir boşanma davası vardı.
Ali' nin yanına vardığında eliyle selam verip aynı adamının yaptığı gibi, o da dizlerini kırarak kayalıkların birine oturdu.
Neden, mutlu olamıyorduki insan?
Neden, hep acı çekmek vardı?
Aşk neden hep acıydı??
Niçin Aşkın Acı Hali onu bulmuştu?
Kafasındaki düşünceler resmen onu yiyip bitirecekmiş edasındaydılar. Mutlu olmak istiyordu. İlk defa hayatında bir kerecikde olsa, mutlu olmak istiyordu.
-"Hayırdır Ali, Karadeniz' de gemilerin mi battı?"
Alay edercesine lafı Çağatay başlatmıştı fakat aslında o kadarda neşesi yoktu. Sadece adamının bu haline sebep olan kadın kim? Onu merak ediyordu.
-"Dalga geçme be abi. Bir şey yok."
-"Belli tabi. Haline bak."
-"Beni bırak da, sen yengeyi ikna etmeye çalış abi. Yoksa her şey için çok ama çok geç olacak."
-"Yapıyorum Ali, ama olmuyor. Katır inadı var senin bu yengende resmen. La diyor, Lo demiyor."
![](https://img.wattpad.com/cover/98275345-288-k181763.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A ş k ı n A c ı H a l i / Tamamlandı
SpiritualitéBir kadının hikayesi değil bu. Tüm kadınların hikayesi. Nur Kaya, hayatının baharında dalından koparılmış gonca bir gül daha. Neşeli, yardımsever, iyi, hoşgörülü, güzel ahlaklı, saf kalpli güzel bir genç kız. Herkes tarafından sevilen bir kız, ailes...