Hayalim yoktu aslında. Hayallerimin arasında ne sevdiğim adam vardı ne de ilk gecem vardı. Belki olacaktı bir gün ama bu tam beş dakika önce elimden zalimce alınmıştı.
Zalimce , acımadan ..."Neden benim suçum ne ?"
İşini halleden Şerzan Ağa tam kapıdan çıkıp gidecekken Zilan sorusuna cevap bekliyordu.
İlk defa aciz düşüp ağlıyordu Zilan. Bu kadar yanmıştı işte canı genç kızın." senin suçun hayır diyememen. Ben kuma olarak gitmek istemiyorum diyebilirdin ama bunu sen istediysen katlanacaksın. "
" ben olmasam başkası gelecekti değişen bir şey yok . Sadece benim hayatım kaydı. Sen olmasanda beni başkasına,fikrimi sormadan verecekti zaten o zalim adam . "
Şerzan , duvara yaslanmış gözyaşlarını silen kadına baktı. Acımıyordu ona . Bu hayatı o istemişti. Şerzan Ağa geçersiz nedenlere kulak asmıyordu , geçersiz nedenlerden doğacak olan sonuçlar onu alakadar ediyordu.
" Bu beni ilgilendirmez Zilan. Sonuçlarına katlanacaksın. "
Şerzan Ağa odadan çıkıp gitmişti. Zilan ise öfkeli gözlerle arkasından bakıyordu. Ondan nefret dahi etmiyordu zira nefret bile bir çeşit duygu türüydü.
" ne çektiysem çekeceksiniz. Bunun bedeli ağır olacak. "
Zilan kendinden tiksinir gibi aynadaki görüntüsüne baktı. Artık bir kadındı ve bunun ağırlığı altında ezilmek yerine güçlü olmayı tercih edenlerdendi.
Odanın içinde , kendisine ait olan banyoya girip vücudunu o adamdan arta kalan izlerden arındırmak istiyordu.
Duşa girip kendini sıcak suyun altına atan Zilan, elinde ki lifi her zerresine bastırarak ovalıyordu."Beni istemiyorsanız, katlanacaksınız."
Kendi kendine konuşan Zilan, bazı şeyleri kabullendirme peşindeydi. Kimse onu ezemezdi. Evet burası Mardindi, ama o adı gibi ona zulüm edenlere misliyle karşılık verecekti.
Duştan çıkan Zilan, üzerini giyindikten sonra doğan güneşe bakmıştı. Perdeye açıp güneş ışığının vurmasını sağlamıştı.
Yatağın üzerinde ki çarşafa baktığında,kaşları çatılmıştı. Kan lekeli çarşaf dağılmış bir şekilde , eseriniz burada' der gibi bakıyordu.
Zilan onu hızla toplayıp kapının oraya koymuştu. Biliyordu ki onu birazdan gelip alacaklardı.
Kasıklarında ki ağrıyı umursamadan yatağın karşısında ki koltuğa oturdu.
Artık buraya aitti. Belki ezilecek belki el üstünde tutulacaktı. İkinci ihtimale pek inanmasada bu da bir ihtimaldi sonuçta.
Sonuçta kuma gelin olarak anılacaktı. Peki ya, o kadınla nasıl anlaşacaktı. Zilan ellerini saçlarından geçirip derin bir nefes almıştı. Güçlü olmalıydı, kimseye kendini ezdirmemeliydi.
Dakikalar birbirini kovalarken, kapı çalınmıştı. Zilan kapıyı açıp kafası eğik bekleyen kadına bakmıştı. Buranın çalışanı olmalı diye düşünüp çarşafı uzatmıştı.
"Buyrun".
Karşısında ki kız kafasını kaldırıp Zilan'a bakmıştı. Zilan'ı bu kadar güzel beklemiyordu kimse. Ama Ayşen oldukça şaşkındı. Zira Kuma Gelin oldukça güzeldi. Mavi gözleri, bakanı kendisine hapsediyordu. Allah Şerzan Ağamın yardımcısı olsun diyerek çarşafı, Kuma Gelin'in elinden almıştı.
" Sağ olun Hanımağam."
"Zilan, ismim Zilan. Bana Zilan Abla diye hitap edersen sevinirim."
Ayşen şaşırsada kafasını olumlu anlamda sallayıp , çarşafı alıp gitmişti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil kuma
General FictionBebeği olmayan bir kadının, elinde kalan tek güç, tek dayanak SEVDA idi. Kalıcı, baki olan SEVDA. Mardin'in şahit olduğu, Şerzan'ın sevdalısı olduğu Viyan'ım ben. Kuma gelen, elinde tek dayanak, tek sığınacağı liman, doğacak yavrusu olan Zilan'ım b...