TERS KÖŞE

1.7

(Multimedya- Buğra)

İyi okumalar v.ç.k'lerim.

"Nasıl göründüğüm pek umrumda değil aslında."

"Anladım." dedi. Uzun parmaklı elini çenesine dirseğinide bacağına koyarak destek aldı. 'Anlat dinliyorum.' dercesine duruyordu.

Peki ben ne anlatacağım? Eski sevgilimin nedensiz gelişini mi yoksa hâla onu -Emre'yi- sevmemi mi? Ya da dur bir dakika...

Kıvanç ile -tanımadığım bir insanla- konuşma isteğimi mi?

"Anlatacak bir şeyim yok."

Güldü. "Neşeli halinden suskunluğa geçişin normal mi?"

"En azından görünmez olmadığımı öğrenmiş oldum." dedim dalgınlıkla.

"Buyur?" deyince açıksözlülüğüme veya ne dediğimi bilmezliğime tekrar isyan ettim.

"Ben artık kalkıyım. Paşa sana emanet."

"Gözün arkada kalmasın." dediğinde gülümsemeden edemedim.

"Bundan bahsediyordum."

"Uzun süre böyle kalacağımı sanmıyorum."

Yaramaz bir çocuk edasıyla "Uzun süre somurtacağını da ben sanmıyorum." dedi.

"Umarım."

"Bu arada... Olabildiğince kişiyi çağırdığım doğum günü partim var. Sen ve Eylül de gelirse sevinirim."

Eylül'ün ismini bilmesi garibime gitmişti. Hoş benim ismimi bildiğini sanmıyorum. Pek etrafındakilerle ilgili bir insana benzemiyordu. Genede belli etmek istemeden düşünmeyerek bir soru yönelttim. "Doğum gününe daha on beş gün yok mu?"