~
"Bu nasıl oldu?" deyip aynanın önünde döndüm. Bir ciyaklama duyduğumda direk Ceren'e döndüm. Reflekslerim bile öğrenmişti artık nereye bakacağını.
Gülmesi kesildiğinde "Komik bu ya." dedi. Üzerime baktığımda ona hak verdim. Kırmızı, kadınsı olmayan fakat daha çok spora kaçan sarı büyük ceplerinin olduğu bir elbise giyiyordum.
Eylül baktığı kıyafetlerden başını kaldırıp bana baktı. Bir kıkırdamanın ardından "Takımım galatasaray diye bağırıyorsun resmen." diye hak verdi Ceren'e.
"Galatasaray bir hayat biçimidir." dedim, bende dalgalarına takılarak.
Ceren siyah bir elbise alıp yanıma koştu. "Bu nasıl?"
Aşık olmuş gibi baktım elbiseye. "Çok çok çok güzel..." Ardından yüz ifademi normalleştirdim. "Tabi cenaze olsaydı."
Eylül "Allah korusun kız!" dedi, öte reyondan seslenerek.
Mağazada pek fazla kişi yoktu. Burası bizim mekan havalarındaki semt çocukların alışveriş yapan kız versiyonuyduk. Ceren ayakkabılara bakmak amaçlı yere çömelince "Hah!" dedim "İşte şimdi tam oldu."
Ayakkabılara öyle odaklanmıştı ki beni duymadı.
İyiki duymadı. İç konuşmamı, aklıma neler girip çıktığını ona anlatamazdım.
Eylül arka reyonlardan seslendi. Kızlar harika şeyler var burada. "Gelin çabuk gelin!"
"Yettim Eylül." diye bağırıp koşmaya başladım ki yan tarafımdaki Ceren sakince dört adım atıp önüme geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE
HumorBilinmeyen Numara: Pijamanı çok beğendim. "Tövbe" deyip etrafıma bakındım. Etrafa bakınmak ne alaka Mine manyak mısın? Sanki halka açık yerdeyim diye düşünürken bir mesaj sesi daha geldi. Bilinmeyen Numara: Mutfaktaki pencerenin perdesini örtmeyi hi...