"Tövbe tövbe kızım sen buraya gelmişsin iyice kafayı yemişsin ha. Geç hadi içeriye geç."
Umarım Yeşim teyze yoktur derken tuvaletten sifon sesi duymamla lütfen kara olsun diye dua etmem bir oldu.
"Anne niye haber vermiyorsunuz gelmeden önce?"
"Kızımın evine gelmeden önce izin mi alacam? Hem sen bu saatte kadar nerdesin?"
Hastane diyemezdim. Ortalığı kaldırırdı.
"Yaa markete gitmiştim de kapalıydı. Neyse siz ne zamandır burdasınız?"
"Yaklaşık iki saat oldu." demesinin üzerine banyonun kapısı açıldı.
Çıkan...
Çıkan Yeşim teyzeydi.
"Nasıl bir gün bu?" kalıbını daha kaç defa kullanacağım bilmiyorum. Umarım bu sondur.
Yeşim teyze gelip bana sarıldı.
"Eylül nerde Minecim?" diye bir soru yöneltti.
Aha sıçtım. Ne yapcam ben? diye düşünürken florasanım yandı. Hayır lütfen lamba değil. Pöhöhö.
"Okulda kurs vardı da ona katılmıştı. Siz oturun. Ben arayayım da gelsin." deyip direk odama kaçtım. Kapıyı kapatıp telefona sarıldım.
"Eylül hemen eve gel. Annelerimiz gelmiş."
"Oha nasıl gelcem lan ben hemen oraya."
"Uçuyor musun? Koşuyor musun? Sana kalmış ne yapıp et hemen burda ol!"
"Tamam taksiye binip hemen geliyorum."
"Evet daha mantıklı." deyip telefonu kapattım.
Telefon ekranında mesaj bildirimi vardı. Açıp baktım.
Kıvanç: Yoksa sevgilisinin olduğunu bilmiyor muydun?
Mine: Hayır. Bilmiyordum.
Kıvanç: Özür dilerim.
Niye özür dilemişti ki şimdi bu? Yani neye özür dilediğini bilmeden affedemezdim.
Mine: Sebep?
Kıvanç: Haberin yoktu ve haber vererek seni üzdüm.
Affetmiyorum, diyemezdim. Tamam üzüldüm ama kibar sonuçta ve de düşünceli. Bu yüzden kötü davranmak olmaz.
Mine: Tamam önemli değil.
"Mine hadi biz yol yorgunuyuz. Gel de bize bir çay demle kızım."
Annemin sesiyle irkilip mutfağa gittim. Neden ayrı eve çıktığımızı artık anlamışsınızdır. Anlamadıysanız bile eğer bir hafta evde kalırsa pestilimizin çıkacağını garantileyebilirim.
Annemlere çay demledikten sonra Eylül eve nihayet varmıştı. Kapıyı açtığımda kullanacağımız yalanı ona söylediğimde usta bir oyunculukla, yalanı dırdırsavar olarak kullanmıştık. Her ne kadar yalan sevmesemde bazen küçüklerini kullanabiliyordum.
~~~~
Annem buzdolabına baktıktan sonra bağırmaya başladı.
"Hani buzdolabında yemeklik bir şey yok. Kızım vişne suyu ile kakaolu süt ve meyveli yoğurtları depolamışsınız siz buraya. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE
MizahBilinmeyen Numara: Pijamanı çok beğendim. "Tövbe" deyip etrafıma bakındım. Etrafa bakınmak ne alaka Mine manyak mısın? Sanki halka açık yerdeyim diye düşünürken bir mesaj sesi daha geldi. Bilinmeyen Numara: Mutfaktaki pencerenin perdesini örtmeyi hi...