"Vay be bunu beklemiyordum." dedi, Ceren film bitiminde.
Olduğum yerde gerilip halimize gülmeye başladım. Ben başımı Eylül'ün omzuna koymuşken Eylül de Ceren'in omzuna koymuştu. Ceren ise başını koltuğun yan tarafına yaslamıştı. Hayliyle film tamamen bitince kafalarımızda kalktı.
"Ben çok açım. Ne yesek?" dedi, en sonunda Eylül.
"Makarna?" dedim.
Ceren ile Eylül yüzlerini buruşturup "Gene mi?" deyince "İyi siz yapında yiyelim o zaman." diyerek topu onlara attım. Zaten bir şey yapasım yoktu. Anlık planıma göre alınmış gibi yaparak hazırlama işini onlara yükleyecektim ki hemen sonrasında başarıyla sonuç kazandım. Eylül, Ceren'in dizine dokunup "Hadi bakalım. İş başa düştü." dedi.
"Ne yapıcaz?" diyen Ceren'e, Eylül'ün cevabı "Bir karıştıralım dolapları." demek oldu ve umutsuzca mutfağa doğru yol aldılar.
Sefiliz...
İkisinin gidişinin ardından koltuğa tamamen yayıldım. Telefonun tekrar titremesiyle elime alıp gelen mesajları açtım.
Kıvanç: Farkettin mi bilmiyorum. Bu aralar sana pek yazmıyorum.
Kıvanç: Doğrusu yazmamaya çalışıyorum. Hep engelliyorum kendimi.
Kıvanç: İçimde bir yumru var. Biliyorum bu senin eserin. İşte gene de olmuyor. Elimde değil. Beynimde, kalbimde kurtulamadığım bir parça var. Sensin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE
HumorBilinmeyen Numara: Pijamanı çok beğendim. "Tövbe" deyip etrafıma bakındım. Etrafa bakınmak ne alaka Mine manyak mısın? Sanki halka açık yerdeyim diye düşünürken bir mesaj sesi daha geldi. Bilinmeyen Numara: Mutfaktaki pencerenin perdesini örtmeyi hi...