1.2

7K 551 107
                                    

Yeni bir bölümle merhaba vişneler.Bu arada vişne sevmeyen var mı?
Eğer varsa bu satıra sevdiği herhangi bir meyveyi yazsın. Duydum ki bazılarının alerjisi var.
Hitaplarımla küçük bir manav cümlesi açmayı düşünüyorum🍒🍎🍇🍊🍉🍌🍍
İyi okumalar.
*Bölüm günlerini profilimde paylaşacağım. (Takipte kalmak için beni takip edebilirsiniz.)

Üzerimdeki yorganı kenara doğru atıp karanlık odamdan çıktım. Annem, Yeşim teyze ve Eylül kapının önünde toplanmış konuşuyorlardı. Annem beni farkettiğinde meraklı gözlerini bana çevirdi. Kendimi suç işleyip karanlık odada bir lambayla sorguya çekilen biri gibi hissettim. Eylül'ün kasılan yüzünü görmem ise beni daha da bu hisse yoğunlaştırdı.

"Kızım biri bunu kapının önüne koymuş zili de çalıp kaçmış. Kim olabilir sen biliyor musun?"

Bilmez olur muyum anne? Tabiki Kıvanç da senin bilmemeni nasıl sağlayacağım? Resmen çocuktan vişne suyu istedim ve onun dalga geçerek kapının önüne gelmesini bekle lafını umursamamış şaka yaptığını düşünmüştüm. Salak kafa pis Kıvanç! Peynir peşinde koşarken kapana kısılan fare modundaydım. Yeni uyandığımdan beynim üretim yapamıyordu.

Şanslıyım ki Eylül öne atıldı. "Mine vişneyi bırakan bizim mahallede ki afacan olabilir mi?" "Hani şu sana plotonik olan velet."

Beynimde havai fişekler patlarken Eylül, Süpergirl edasıyla bana bakıyordu.

"Evet olabilir. Annecim sen ver bana o vişne suyunu ben o veleti görünce iletirim tekrardan."

Annem kaşlarını çatmış bana bakarken ben kanmadı mı gibisinden ikilem yaşıyordum.

"İletirim falan ne oluyor kızım?!"

Beynimde ki nöronlar birbirine girerken ağzım açık anneme bakıyordum. "Ne oldu ki anne?"

"Bu yaştaki çocukların saf duyguları olur. Seninde erkek kardeşin var. Gidip çocuğa dayılanma yoksa kötü olur kızım ona göre."

Yuh artık anne. Bana fake atmaya utanmıyor musun?

"Tamam anne." deyip vişne suyumu aldım. Bu kadar şeyi çekmişken bana bunları unutturacak tek şey vardı.

Vişne suyu.

Eylül'ü de unutmayalım. Kolundan tutup odama çektim. Kapıyı kapatıp yatağıma bağdaş kurduktan sonra Eylül ile fısıldayarak konuşmaya başladık.

"Gönderen Kıvanç'tı değil mi?" dedi otuz dişiyle sırıtırken.

"Evet oydu. Bu arada çok iyiydin."

Gülerken cevap verdi. "Ee öğreniyoruz bir şeyler." "Kıvanç' a bir teşekkür et. O kadar kapının önüne gelmiş."

Omzumu silkip "Gelmeseymiş." dedim.

Eylül bana karşlarını çatttı. "Öküz kelimesi tam da şuanda tam senlik biliyorsun değil mi?"

"Kızım ben mi dedim ona getir diye? Tamam hani birazcık demeye getirmiş olabilirim ama ne biliyim gerçekten yapacağını? Hem beni zor durumda bıraktı."

"Görende uçurumdan düşecekken elini tutmamış zanneder."

"Ne uçurumu kızım?"

"Hani filmlerde-"

"Anlıyorum." deyip Eylül'ün sözünü kestim. Telefonu elime alıp interneti açtığımda saniseler içerisinde mesaj sesleri birbirine karışmıştı. Eylül karşımdan kalkıp yanıma oturdu.

TERS KÖŞEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin