Emre üzerimdeki ağır kartondan ağacı çekip yanıma oturdu.
Edebiyatçı "Mine iyi misin?" diye telaşla sordu.
"İyiyim." deyip doğruldum.
Merve yanıma geldi. "Çok özür dilerim. Yanlışlıkla oldu cidden."
Ellerimi sakin olun gibisinden kaldırıp "İyiyim ben sadece bir kartondu." diye karşılık verdim.
Emre gülümseyip "Yalnız o karton yere yapışmanı sağladı." dedi.
Yandan bakıp "Kafama zarar gelmesin diye yere yattım ben." dedim. Sanırım pek inandırıcı olamadım. Zaten bunun göstergesi olaraktan gülmeye başladılar. Emre'nin gülüşüne bakarken içim ısındı. Normalde olan soğuk görüntüsü şaşırılacak kadar yok olmuştu. Parlak kahverengi gözleri gülerken kısılmıştı. Önce kendi kalktı. Sonra elini uzattı.
"Ben kendim kalkarım." diye bir cümle çıktı ağzımdan. Yok ben iflah olmayacağım. Çocuğu sevdiğimi gösteremiyorum. Büyük anormallik bu. İnsan hissettiğinin tersiyle davranır mı?
Emre hafif bozulmuş bir şekilde kenara çekilip elini cebine koydu. Bende tek başıma kalktım.
Birkaç kişi daha geldikten sonra hepimiz daire şeklinde yere oturduk. Merve'nin getirmiş olduğu kağıtları edebiyatçı eline alıp bizlere dağıttı. Bende sunucu yazıyordu. Şaşırdım... Çünkü genellikle bana hep rol verilirdi. Bunu dile getirdim."Hocam bana neden sunuculuk verdiniz?"
Edebiyatçı kafasını kağıtlardan kaldırıp bana döndü. "Diksiyonun güzel. Hem senin içinde değişiklik olur diye düşündüm." Sonradan ekledi. "Tabi istemiyorsan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE
HumorBilinmeyen Numara: Pijamanı çok beğendim. "Tövbe" deyip etrafıma bakındım. Etrafa bakınmak ne alaka Mine manyak mısın? Sanki halka açık yerdeyim diye düşünürken bir mesaj sesi daha geldi. Bilinmeyen Numara: Mutfaktaki pencerenin perdesini örtmeyi hi...