3.5

4K 273 42
                                    

Gelenin Emre olduğunu görünce beynimdeki kırmızı ışıklar yanıp sönmeye, çanlar çalmaya başlamıştı. Aniden kapıyı kapattım. Gerçekten orada mı diye kapı deliğinden baktım.

Evet, gerçekti!

Şaşkınca kapıya bakıyordu. Sonradan kendine gelip tekrardan kapıyı çaldı. "Geliyorum." diye bağırıp hemen odaya koştum. Dağınık saçımı düzelterek tekrardan salaş topuz yaptım. Pijamamı değiştirirsem farkederdi. Bu yüzden değiştirmedim. Zaten kötü görünüşlü bir pijama değildi. Yüzümdeki kızarıklığı kapatmak amacıyla fondöten sürdüm. Kaşlarımı düzeltip, kirpiklerimi kıvırdım. Aklıma tost makinesindeki ekmekler gelince koşup ekmekleri tabağa koydum. İyice yarış atına dönmüştüm. Ardından son kez kolidordaki aynaya bakıp kapıyı açtım.

Emre'nin garip bakışları üzerine "Tost makinesinde ekmekler vardı da yanmaktan kurtarmam gerekti." dedim.

Bana karşı olan garip bakışları bu açıklama üzerine düzelmiş, dudakları da böylece hafifçe yukarıya doğru kıvrılmıştı. Koşuşturma ve Emre'nin kapının önünde durmasının verdiği adrenalini belli etmemeye çalışarak gülümsedim. İyi gidiyordum.

"Buraya gelme sebebin?" dedim, sorarcasına.

"Kovuldum mu?" deyince "İlk defa geldin." dedim ve bana karşı davranışları aklıma gelince "Samimi olduğum biri olsan sormazdım." diye ekledim.

Niye böyle davrandığımı anlarcasına kafasını salladı. "Haklısın. Tavırlarımın farkındayım."

Herhangi bir şaşkınlık belirtisi göstermemek için kendimi zorluyordum. Neden böyle davrandığını da sormayacaktım. Aramızda bir çekim vardı ve bu ilk kez bu denli yoğunluktaydı. Yoğunluğun ölçüsü ise gözlerindeydi.

TERS KÖŞEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin