Sabah normalde kalktığımızdan beş dakika önce kalktık. Beş dakika mı diyerek küçümsemeyin. Alarmdan iki dakika önce kalksa da o iki dakika dolmadan kalkmayan insanlar var. Biri de benim.
Gidip elimi yüzümü yıkadım. Benden sonra lavaboya giren Eylül oldu. Ceren ise sırada bekliyordu.
Birbirimize "Günaydın." ve bir gülümseme eşliğinde karşılık verdik. Ardından odama gidip krem rengi bir kazak ile siyah paltolon giydim. Saçımla pek uğraşmıyordum. Elimle düzeltip odadan çıktım. Kızlar ortalıkta yoklardı. Odalarında hazırlanıyor olmalıydılar. Mutfağa gittim ve pek yapmadığım bir şey yaptım: Kahvaltıyı hazırlamak. Masaya çatal ve kahvaltı bıçaklarını yerleştirmemin ardından kahvaltılıkları koyup hızlıca omlet yapma çabalarına girdim. Ben ocak başındayken Eylül yanıma gelip şaşkın bir edayla "Mine inanmıyorum? Kafanı mı çarptın sen?" deyip kafamı tuttu. Darbe almış mıyım diye kontrol etti.
"Eylül sana da yaranılmıyor." deyip tavadaki omleti hiçbir şey kullanmadan tavanın kulbunu tutarak havalı bir şekilde döndürdüm.
"Sağol Minecim. Umarım bu böyle süregider."
"Bugüne özel." dedim gülerek.
Eylül ağzına bir zeytin atıp "Ben de bu sefer bulacağımızı hissediyorum." dedi.
Pişen omleti bir tabağa aktarıp Ceren'i çağırdım. Eylül'de o sıra bardaklara sıcak su eşliğinde poşet çay koyuyordu. Bugün güzel ve lezzetli başladı ve Kıvanç'ı bulunca daha da güzelleşecekti. Merak gidermek güzeldi. Sonucu ne olursa olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE
HumorBilinmeyen Numara: Pijamanı çok beğendim. "Tövbe" deyip etrafıma bakındım. Etrafa bakınmak ne alaka Mine manyak mısın? Sanki halka açık yerdeyim diye düşünürken bir mesaj sesi daha geldi. Bilinmeyen Numara: Mutfaktaki pencerenin perdesini örtmeyi hi...