Victor Zen'in önüne antlamıştı.Ama sadece ayağından vurulmuştu.Aslında bu zamanda en küçük bir yara kendisini güçsüz duruma düşürürdü ama ucuz sıyrılmıştı.
Zen aniden yere eğildi ve "Victor!Victor!Victooorr!" diye ağlamaya başladı ve Victor'un üstüne yığıldı.Victor "Ayağım...sadece ayağım.Ben iyiyim." dedi.Zen, yavaşça doğruldu ve "Beni çok korkuttun." dedi ve Victor'un elinden hızlıca silahı aldı ve karşısındaki adama doğrulttu."Vay vay vay!Büyük adammışsın.Kendini nasıl bir tehlikeye attığının farkındasındır umarım." dedi ve eliyle yanındaki adamlara,Zen'i gösterdi.Adamlar silahlarını doğrulttular ve silahını indirmesini beklediler.Zen silahı indirdi ve "Pislik." diye fısıldadı.Ve hemen sonra içeriden gruplarının geri kalanı çıktı.Önlerindeki adam -Victor'u vuran- elini uzattı ve "Mike.Grubumuzun lideri." dedi ve "Matt!Sargı bezini getir ve pansuman için ne gerekiyorsa yap!" dedi.
Matt hemen içeri girdi ve kapının yakınındaki ilk yardım çantasından dikiş iğnesi ve ipi çıkardı.Sonra sargı bezini ve pamuğu çıkardı.Sırt çantasını yere koydu ve "Biri bu adamı kenara götürmeme yardım etsin." dedi Matt.İki tane uzun boylu ve cüsseli iki tane adam geldi ve Victor'un kollarından ve bacaklarından tutup kenara taşıdılar.O sırada Nicolas,Mike'a doğru gitti ve "Bir süre burada kalmamız lazım.Sonra gideceğiz.İlerideki binalardan birine gideriz.Sadece bize birşey yapmayın yeter." dedi.Mike ise "Diğer binalara mı?Ölüler Diyarı'nda çok kişi kaybettik.Hemde çok." dedi.Nicolas ve diğerlerinin aklında aynı soru vardı.Ölüler Diyarı mı ?Nicolas "Ölüler Diyarı derken ne demek istedin?" dedi.Mike "Orada yüzlerce g*t beyinli var.Oraya giden ÖLÜR." dedi.Ralph'e göre denemeye değerdi.Ama bu bir oyun değildi.Bunların hepsi gerçekti.
"Bir süre bizimle kalabilirsiniz.Ama kısa bir süre.İki - üç gün." Mike.DeShawn hala elindeki,yerden aldığı sopayı sımsıkı tutuyordu.DeShawn Mike'a ,Victor'un bacağına kurşun sıktığından dolayı hala saldırmak istiyordu.Bunu Mike da farketmişti.Ama eli sopalı bir adamdan korkmuyordu.Ralph "Siz burada kalın.Ben Ölüler Diyarı'nda şansımı deneyeceğim." dedi ve yere oturdu.Victor yerde pansuman yapılırken "Ralph!Bu fikrini unut.Bir süre burada kalacağız.Ve geri döneceğiz." diye bağırdı.Ama Ralph kararlıydı.Ölüler Diyarı'nda şansını deneyecekti.Herkes uyurken nöbeti kendisi almış gibi yapacaktı ve oraya gidecekti.Ama sonunu bilmediği bir işe kalkışmıştı.
Matt geldi ve "Pansuman bitti.Biraz dinlenmesi lazım.Birkaç gün ayağını zorlamasın.Ama yürüyebilir." dedi ve Victor'a döndü.Eliyle içeriye geç işareti yaptı ve yanına gidip kalkmasına yardım etti.Victor içeriye uzandı ve gözlerini kapattı.Her gözünü kapattığında salgının ilk gününü görüyordu.Yolda DeShawn'ın üstüne atlayan uyuşuğu,Edmund'u ve özellikle de Marry'i görüyordu.Salgından önceki kişilikleriyle,şuankinin alakası yoktu.
DeShawn içeriye geçti ve uzandı.Herkes uyumak için içeri girdi ve Ralph "Ben biraz sonra yatarım.Nöbeti alacağım." dedi.Eline silahını aldı ve herkesin uyumasını beklemeye başladı.Ralph'e göre oraya gidip erzakları almak kolay olacaktı.Ama Mike'ın söylediği bir ayrıntıyı duymamıştı.Yüzlerce uyuşuk.
Sonunda herkes uyumuştu.Ralph evin önündeki toprağa "Ölüler Diyarı'ndayım.Erzak toplayıp geleceğim.Ralph." yazmıştı ve yola koyulmuştu.Koşar adımlarla gidiyordu.Etrafta çok az uyuşuk vardı ve çok yavaştı.Onları öldürüp zaman kaybetmek yerine koşuyordu.İlerde yüksek binalar gözüküyordu.Oraya doğru koşmaya başladı.Bir dakika sonra binaların yanındaki sokağa varmıştı ve durup soluklandı.Ardından beklemeyip geniş sokağa girdi ve yana döndü.Gözlerine inanamıyordu.Kendisine doğru koşan iki yüz küsür uyuşuk vardı.Silahını çekti ve sıkmaya başladı.Silah sesiyle binaların içindekileri de uyandırmıştı ve...Camları kırıp yüzlercesi daha aşağı atlıyordu."Kahrolsun!" diye bağırdı ve silahın mermisinin bittiğini farketti.Eve doğru koşuyordu.Koşarken diğerleri uyanması için "Kaçın!Kaçın geliyorlar!" diye bağırıyordu.Mike bu sesi duydu ve camdan dışarı baktı."Ha siktir!" diye bağırdı ve "Uyanın!Geliyorlar!" dedi.Herkes kalkmıştı ama çok geçti.Dört yüz küsür uyuşuk vardı.Bu ada onlara mezar mı olacaktı?Yoksa bir umut mu?