LOTUS BİRLİKLERİ 🪷 12. BÖLÜM

476 30 1
                                    

Bölüm Müziği: Sezen Aksu, Son Bakış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Müziği: Sezen Aksu, Son Bakış

🪷

Zühre Hilal Altındağ

Takvim yaprakları 15 Eylül'ü gösteriyordu. Sabah saat beş buçuktu ve sabah namazını eda ettikten sonra ellerimi açıp Rabbime sessizce dualar etmiştim. Ben doğru bir yola mı sapıyordum yoksa yanlış bir yolda mı yürüyordum bilmiyorum ancak öyle ya da böyle birisi bu akşam benim eşim olacaktı. Bir hafta bile olmamıştı tanışalı, hakkında hiçbir.şey bilmiyordum. Kötü bir anda nasıl oluyordu, iyi anında nasıl bir ruh haline bürünüyordu bir fikrim yoktu. En çok da bu korkutuyordu beni. Bir bilinmeze mühürleniyordum Allah'ım, sen benim aklıma mukayyet ol.

Evlilik dinimizde sünnetti ve ben evliliğe hep kutsal bir mertebe gözüyle bakmıştım. Hayatım boyunca hiç böyle bir duruma düşeceğim aklıma gelmezdi. Böyle bir evliliğe göz yummak asla kabul edebileceğim bir şey değildi. Annemin babamın haberi yoktu. Rızalarını almamıştım, söyleyememiştim hiçbir şey.

Gece'ye göre onlardan habersiz yaparsam bunu, kimse duyurmazsa sıkıntı olmazdı ama öyle değildi işte. Sıkıntı çok büyüktü ama ucunda hayatım söz konusuydu. Nasıl bir oyuna bu denli hızlı çekilmiştim bilmiyorum.

O an annemi aramaya karar verdim. İçimdeki sıkıntı git gide daha da büyüyordu. Seccademi toplamak yerine kulağıma kulaklıklarımı taktım rahat konuşabilmek için ve telefonla annemi aradım. O da sabah namazına kalktığı için bu saatte de olsa açmıştı telefonumu.

"Günaydın kızım. Hayırdır, rüyanda mı gördün beni?" dedi uykulu ama gülen bir sesle.

Yüzü gözümün önüne perde gibi inince gülümsedim ve başımı hafifçe kaldırıp pencereme baktım. Işıklar kapalıydı ve içeriye yavaş yavaş gün ağarması ile aydınlık doluyordu.

"Yoo, bugün yoğun bir gün olacak. Sesini duyayım dedim. Babam nasıl?"

"İyi kızım, bildiğin gibi okula gidecek az sonra. Sen nasılsın, iş güç nasıl?"

"İş güç bildiğini gibi anne. Hep bir yoğunluk hep bir yoğunluk. Öyle. Komşular nasıl, ablamlar ne yapıyor?"

"Komşular iyi ablanlar da ne yapsın, bir evdekilerle uğraşıyor bir de okuldaki çocuklarla. O da arayıp böyle şikâyet ediyor. Aman yavrum, ben mi dedim yirmi beşinde git de evlen diye. Buldu polis çocuğu şimdi birbirlerini yoğunluklarından göremiyorlar bile. Evlilik böyle bir şey işte. Baban da ben de kırk bin defa dedik yoğun olacaksınız diye," dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim.

Ablam Zühal beş sene evvel polis olan Miraç abiyle evlenmişti ve gayet mutlulardı. Sadece tek sıkıntı işleri o kadar yoğundu ki yeğenim Ayşen doğduktan sonra ablam hiç kendine vakit ayıramaz olmuştu. Ayşen de tam bir anneciydi; bu yüzden Miraç abinin tatil günlerinde pek de babayla kalamıyordu. Komik bir aile olmuşlardı doğrusu ama bir gerçek varsa o da ablam doğru bir evlilik yaptığı idi. Ablam gibi bir aile kurmak isterdim. Böyle formaliteler beni aşıyordu.

Yavru Vatan Payam ( I ~ II ~ III )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin