15. Bölüm

7.5K 243 8
                                    

Bölüm Şarkısı: (Youtube'dan link atamıyom da :( The Pretty Reckless - Under The Water

" Bazen eski sözcüklere bakmaz mısın? 

Nasıl küçük, nasıl zararsızlar

Oysa orda ne yalanlar, ihanetler gizlidir"

Emmaline

 

   Sayfaların hışırtısı ve sonsuz bir huzur içinde kaybolmuştum.

   Annemin günlüğünü okumaya devam ederken gülümsedim. Doğmama hala bir buçuk yıl vardı ve ben o kısma gelmek için ölüyordum ama işi ağırdan almaya karar vermiştim.

   Artık kendimi rahatlamış hissettiğim için aklımı okuduğum şeye verebiliyordum. Sırıtarak günlüğü göğsüme bastırdım. Aklımda hala iki gün öncesi vardı.

   Max’in karanlık gülüşü, bana dokunuşu ve o söyledikleri… Beynimde dönüp duruyorlardı. Ve en önemlisi o paketti. İç çamaşırlarını yatağın altına atmıştım. Tuhaf bir şekilde onları şu an giyemeyeceğimi düşünüyordum. Özel bir anlamı olmalıydı.

   Pekâlâ, onları sadece Max için giymek istiyordum. Ama burada daha önemli bir sorun vardı; iç çamaşırını onun için giymeyi istemekten çok, onun için çıkartmak istiyordum.

   Kendi kendime gülerken yanaklarımın kızardığını hissettim. Tanrım, ben bununla ne yapacaktım?

   Başımı iki yana sallayarak yeniden günlüğü açtım ve okumaya devam ettim.

   17 Mayıs 1991

 

   Sevgili Günlük,

 

   Lucas’la ben bugün harika bir haber aldık! Hala heyecandan titriyorum… Düşünebiliyor musun?..

   Ben hamileyim!

  

   Cümleyi okurken gülümsedim. Annem ben doğmadan önce bile beni o kadar çok seviyordu ki... Ve babam. Benim gelmem için o kadar sabırsızmış. Ama şimdi ikisi de yoktu. Bana değer veren iki insan gitmişti...

   Parmaklarımı cümlelerin üstünde dolaştırırken gözlerimi kapayıp iç çektim. Parmak uçlarımda yazıların ezdiği sayfayı, küçük kraterleri, onların gücünü hissettim.

   Gözlerimi açıp ağlamamaya çalışarak bakışlarımı sayfanın üzerinde dolaştırdım ve onları cennetine aldığını umduğum Tanrı’ya sessiz bir yakarış gönderdim.

   Başımı eğip boş gözlerle sayfaya bakarken gözüm sayfanın kenarına küçük, siyah rakamlarla yazılmış tarihe takıldı. Ciğerlerimdeki bütün hava boşalırken vücudumdaki bütün tüyler diken diken oldu. Şok içinde bir süre sayfaya baktım. “ Olamaz,” diye mırıldandım. “ Bu mümkün olamaz.”

   Günlüğü hızla karıştırmaya başladım. Hata... Burada çok büyük bir hata vardı. Tarih doğru olamazdı. Olmaması gerekiyordu.

   Dokuz ay sonrasına geldiğimde sayfanın üzerindeki tarihi kontrol ettim. Hala 91’deydi. Sayfayı biraz daha çevirdikten sonra mavi renkli minik bir ayak izi gördüm. Altındaysa ‘ Emma’mızın minik ayakları’ yazıyordu.

Kır Zincirlerimi (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin