21. Bölüm

9K 269 22
                                    

Bölüm Şarkısı: Demi Lovato - Skycraper

One Republic - Secrets

" Güneşle beraber uyandım 

 Sevdiğim her insanı, her yeri, her şeyi düşündüm 

 Sadece görmek için uyandım 

 Her yüzle beraber

Sen bana yakın olandın..."

Em

   Yüzümü ısıran rüzgarla birlikte uyandım.

   Soğuktan titreyerek, gözlerimi açmamak farkındalığa varmamak için uykumla olan mücadelemi sürdürdüm.

   Ama rüzgar çok güçlüydü. Sesler çok gerçekti. Ve anılar...

   Gülümseyerek gözlerimi açtım ve kollarımı kıpırdatmayı denedim ama sıkışmıştım. Başımı çevirerek yanımdaki bedene baktım. Sevdiğim adama...

   Kollarını bana sarmış, etrafımızdaki her şeyden habersiz uykusunu sürdürüyordu. Yüzündeki sedefimsi yara izleri soluk güneşin etkisiyle parlıyordu. Yüzü solgun gözükse de burnu ve elmacık kemiklerinin üstü kızarmıştı. Yanağına minik bir öpücük kondurduğumda onun benim aksime sıcak olduğunu hissettim. Göz kapağının altındaki huzursuzca kıpırdansa da gözlerini açmadı ve anlayamadığım bir şeyler mırıldandı. Uykusunda bile mücadele halindeydi.

   Gülümseyerek saçlarına dokundum. Kum sarısı saçları dalgalanmış, alnının üstüne düşmüştü. Onları geriye iterek parmağımı Max’in alnındaki dikiş izinde dolaştırdım.

   Parmaklarımla yüzünün hatlarını yeniden çizerken gülümsedim. Onunla ilk tanışmam da böyle olmuştu. Burada, bir meleği öldürdüğümü düşünerek hüzünlenmiştim. Kahkaha atmamak için dudaklarımı dişledim. Max onu meleğe benzettiğimi duysa çok gülerdi.

   İç çekerek bakışlarımı ondan ayırdım ama elimi ondan uzak tutamıyordum. Saçlarını okşamaya devam ederken başımı kaldırdım ve gökyüzüne baktım. Sanki birisi fırçasını mavi boyadan temizlemek için gökyüzünün içine batırmış, ardından da üstüne beyaz boyasını dökmüş gibiydi. Güneş henüz yüzünü göstermese de yakınlarda olduğunu biliyordum. Dün gece üstümüzde asılı duran yıldızların soluk pırıltılarını aradım ama gitmişlerdi.

   İşte bu kadardı. Sabah olmuştu. Yanımda sevdiğim adamın çıplak bedeni vardı. Kollarıyla sıkıca beni sarmış, uykusuna devam ediyordu. Dün geceki tutkumuzun sessiz tanıkları olan kıyafetlerimiz etrafa saçılmıştı. Diğer eşyalar darmadağınık duruyordu. Ayakkabılarım ters dönmüş şekilde orada öylece bana bakıyorlardı.

   Etrafım sessizliğin ve Max’in huzursuz rüyalar içerdiğine emin olduğum hafif mırıltıların ve trafiğin, insanların sesiyle çevrelenmişti. Onun kokusunu içime çektim ve ona daha çok sokuldum.

   Demek yapmıştım. Sonunda kendi gururumu, korkumu ve kurallarımı çiğneyerek kendimi aşık olduğum adama teslim etmiştim. İçime dolan gurur, mutluluk ve sahiplenme duygusuyla ona daha çok sokuldum.

   Dün gece o kadar güzeldi ki... Zamanın donmasını, sonsuza kadar bize ait olan o küçük anda donup kalmak istemiştim ama dileğim her zamanki gibi kabul görmemişti. Tanrı, birileri için günün devam etmesini istemişti.

Kır Zincirlerimi (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin